Bizim Filozoflarımız
sağolsun,
“Toplum cahil, felsefe
eğitimi yetersiz”
muhabbetinden öteye
geçmiyorlar..
Biriniz çıksa da Kovid19,
dijitalleşme,
dijital feodal düzen bizi
nereye götürüyor?!.
Bunun hakkında konuşsa
bari!.
Hangimiz Kant’ı daha iyi
biliriz?!.
Yarışına devam…
Bir şeyler oluyor fakat idrak
edemiyoruz..
****
Başörtüsü yasağı kalktı,
kamu bürokrasisi değişti,
28 Şubat döneminde üç
tane olan İmam-Hatip sayısı
150 civarında oldu sadece
Diyarbakır’da..
Türkiye genelinde de 6000..
Yasakları kaldırdık,
ecdadı tazim ettik,
ülkeyi kalkındırdık,
Ayasofya’yı açtık ama bir
şey eksildi gitti içimizden..
Hayal ettiği değişimleri
hayatında yaşamış,
ancak şeytanla yaptığı
pazarlık gereği ruhunu
vermek zorunda kalan yazar
Jabez Stone gibiyiz..
Biz ne yapık?!.
Belediyelerden para
kazanan sanat,
sermayeden itibar devşiren
edebiyat ortamı oluşturduk..
Tek derdi külliyeye kendini
göstermek için proje
üretmek olan daire
başkanlarımız var artık..
Kudsi Erguner,
“Medeniyetimizi
muhafazakârların elinden kurtarmak lazım”
dediğinde içim nasıl cız
etti!...
****
Umut iyidir
Şikâyet etmeye hakkımız
yok artık..
Modernizm’den,
kapitalizmden,
Batılı ülkelerden,
dijitalleşmeden..
Hayatımız Batının ürettiği
teknoloji ve felsefenin bize
verdiği zararları anlatmakla
geçti..
Sonuç;
ortada..
Biz başaramadık,
zafiyetlerimize,
fakirliğimize,
komplekslerimize yenildik..
Fakat bizden sonraki nesil
başaracak..
Çünkü büyüklerimizden
aldığımız yararlı bilinci
istesek de onlara
aktaramıyoruz..
Dilini bilmediğimiz,
iletişim kuramadığımız yeni
dijital nesil bizden yüksek
bir özgüvene sahip..
Ne istediğini biliyor,
kariyer hedefleri yapıyor,
vazgeçme,
terk etme ve hayır deme
kabiliyeti bizden güçlü..
Yaşamın kıyısında değil
bizim gibi,
tam da içinde..
Bizi de pek umursamıyorlar
zaten..
Bu onların belki de en büyük
avantajı..
Tek sorunları var,
bize göre fazla benciller..
Ve her şeyle dalga
geçiyorlar..