Özellikle ülkemizde Allah'ı ve ayetlerini gerektiği gibi takdir edememiş ve kendilerini 'elit' kişiler olarak değerlendiren bazı kimselerin inancının gereklerini yerine getirmeye çalışan kişileri, okumamış, gelir seviyesi düşük, görgüsüz ve cahil insanlar olarak değerlendirdikleri görülür. Okumuş ve kültürlü olmak dini gereklerin yerine getirilmesine engelmiş gibi bir algıya sahip olan bu kişilerin önemli bir kısmına sorsanız Allah'a inandıklarını ifade ederler. Ancak söz ve davranışlarına baktığınızda Allah'ı da, dini de gerektiği gibi kavrayamadıklarını anlarsınız. Kendini halk kalabalıklarından ayrı gören ve dolayısıyla onların yaptıkları ibadetleri kendine yakıştıramayan insanların kendilerini kandırmak için sayısız bahane bulmaları mümkündür. ''Onlara, ‘İnsanların inandığı gibi siz de inanın’ dendiğinde, ‘Yani biz de kafası çalışmayan zavallılar gibi mi inanalım?’ derler. Haberiniz olsun ki, kafası çalışmayan düşük seviyeliler onların ta kendileridir; fakat bilmiyorlar.'' Ancak farkında olmadıkları bir şey var ki, bu da kibirlenerek kendilerini üstün gördükleri şey alt sınıftan gördükleri halk değil Allah'tır. İbadetleri kendine yakıştıramayan biri Allah'a olan teslimiyetini kabullenmekten ya da fiili olarak ifade etmekten kaçınmaya çalışan biridir. Oysa Kur'an ayetleri bu konuda da uyarılarda bulunur insanlara: ''Rabbiniz buyurmuştur ki: ‘Dua edin bana, cevap vereyim size!’ kibre saparak bana ibadetten uzaklaşanlar, aşağılanmış bir halde cehenneme gireceklerdir.'' Oysa inanan biri, Allah'a iman etmenin ve kurallarına gerektiği gibi riayet etmek için çalışmanın yeryüzündeki en onurlu şey olduğunun farkında olmalıdır. İnsanların üstünlüklerinin sahip oldukları dünyevi imkân ve konumda değil Allah'a olan yakınlıklarında olduğunu unutmamalıdır. Her kim sanıyorsa kendini eşsiz biri bilmeli; Allah'a yakınlığı kadardır insanın değeri. ''Kibirlenerek insanlardan yüzünü çevirme, yeryüzünde kasılarak yürüme. Allah, kurula-kurula kendini övenlerin hiçbirini sevmez.'' Hayırlı günler diliyorum..