Kurt’un içine düşen kurt aklı erdikçe, düş kurdukça, kan deveranı arttıkça canı sıkılır olmuş. Öyle ki onca kurtluk telkinine rağmen diğer varlıkların hikayelerine de aşinalık kazandıkça can sıkıcı sorularını çoğaltmış ve ben niye kurt oldum diye düşünmeye başlamış. Önce ebeveyninin şefkati sonra avlanma pratikleri öğrendiği kurtların koruyucu kanatları meğer onu yoruyor, daraltıyormuş. Büyüdükçe, geliştikçe, boyun kalınlığını, baldırlarını, dizlerini, kaslarını, pazularını yokluyor, direncini test ediyormuş. Annesi, olan biteni seziyor, yavrusunun baş edilmez bir iç sıkıntısı yaşadığını görüyor ama ses etmiyormuş. Babası da evladının ruhundan kopan fırtınalarla üşüyor ama ya görmezlikten geliyor ya büyüyünce geçer diye geçiştiriyormuş. Kurdun içine kurt düşmüş, onu kemirmiş durmuş.! Kurtlar dumanlı havalarda azarlar. Bu yüzden sisli havaları severler. Olacak olana mani olamaz kimse. Yavrusunun aklından geçen karanlık duyguları hisseden annenin yüreğine düşen ateş de, dilinin ucundaki cümlesi alınan baba da mani olamamış. Eşsiz maceralar, serüvenler düşlemiş, atalarının kahramanlıklarının yanına konacak avlar hayal etmiş. Derken en yaşlı kurdun avazı ormanı sarınca dünyanın kurdu üç beş dakika içinde içtima alanında toplanmış. Az sonra yavru kurt dahi büyük bir heyecanla sürüye dâhil olmuş. Ne var ki henüz alana varmadan içini kemiren o düğüm alana vardığında kördüğüm olmuş.
Atılan nutukları, gösterilen hedefleri dinlemiş ama “Av partisi” fikri çok onur kırıcı gelmiş ve daha ilk adımında yavru kurdun zaten sıkkın olan canını daha fazla sıkmış. İlk adımını nasıl atarsan hep öyle gidersin diyormuş içindeki ses. Sürü sefer hareket noktasından -ki bu nokta beş bin yıllık bir noktadır ve kurt mitolojisinin simgelerindendir- uzaklaşarak davetkâr ormana dalınca yavru kurdun kursağındaki kendi destanını yazma ateşi daha bir harlanmış. Başlangıçta kabilesinin en ileri gelenleriyle en önde yürürken yavaş adımlarla kendini en geriye çekmiş. Sürünün ardı sıra az uz gitmiş ama yolla birlikte ileride yüreği çatallanmış. İşte orada kararını vermiş. Buradan gidiyorum. Anne babasının da içinde olduğu sürüden ayrılırken hâliyle üzülmüş, içlenmiş ama duygusallıkla kurtluk bir arada olmaz diyerek çekmiş ayırmış kendini. Bugün iz sürersem hayat boyu iz sürerim demiş ve kendi kendine telkinde bulunarak “Bir tazı değil bir kurt olmak istiyorum” demiş. Eyleminin doğruluğuna kendini inandırmak için kendine büyük bir yalan söylemiş. Demiş ki, “Benliğimi çeken ormana yüreğimi bırakırsam ilk denememde eşsiz bir efsane yaratabilirim”. Ters istikamete giden sürü sisler ormanında Karadağ’ı aşıp kaybolunca yavru kurt dönüşsüz bir yola girdiğini anlamış. Bilinmezliğe yol aldıkça kaburga kemiğine batan acı yüreğine kezzap gibi damlamış ama “Kendime kendimi ispat edemezsem, kendimi salarsam kurtluk yapamam” diye ısrarla küçük duygusallıklarının üstüne gitmiş. Kendini teslim almak üzere olan korkularını pençeleriyle zapt etmiş, ezmiş. Gümrah orman çektikçe o da gitmiş.
Hayırlı cumalar diliyorum.
02 MAYIS 2025 CUMA