Sonu bilinmeyen bir uzayda hayat sürüyorsun. Bundan daha tehlikeli, daha korkunç ne olabilir? Gezegenlerin, yıldızların her an birbirlerine çarpabilecekleri bir semada, kontrolü sende olmayan bir dünyada, organları senden habersiz ve izinsiz çalışan bir bedenin içinde, risk altında olmadığın tek bir anın var mı? Dünya dönmekten vazgeçse, güneş doğmasa ne yapabilirsin? Dünyaya bir yıldız çarpacak olsa onu hangi gücünle engelleyebilirsin? Yağmur yağmadığında bulutlara söz geçirebilir misin? Kalbinin, kara ciğerinin, akciğerinin, böbreğinin çalışmasını durdurabilir misin? Durduklarında onları çalıştırabilir misin? İleride başına ne gelecek? Yaşadığın ülkeyi neler bekliyor? Bunların hiçbirini bilmiyorsun!. Dünyanın dönüşü hakkında nasıl kaygılı değilsen, yerçekimi aniden yok olur diye nasıl telaşa düşmüyorsan, yarın gün doğar mı doğmaz mı, bu kıştan sonra bahar gelir mi gelmez mi diye nasıl endişelenmiyorsan, kendin hakkında da aynı rahatlığa erişmelisin. Tevekkül et; mütevekkil ol. Relax yani.. Fresch yani..
****
Kimi insan yerine getiremediği
dini gereklilikleri sebebiyle utanç duyarken kimileri kendince birtakım bahaneler ileri sürerler. Bu bahanelerden muhtemelen en rahatsız edici ve samimiyetsiz olanlarından biri artık devrin değiştiği ve eskiden çeşitli sebeplerle haram edilmiş ya da yapılması emredilmiş şeylerin artık geçerli olmadığı iddiasıdır. İnsani kurallar, içinde bulunulan dönemin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenir, tecrübe ile değişikliğe uğrayabilir ya da tamamen ortadan kalkarak tarihe gömülebilir. Ancak ilahi kurallar yapısı itibariyle insani kurallardan farklıdırlar. Dolayısıyla ilahi buyruklar açısından devrin değişmesi ya da Müslümanın çağa ayak uydurması söz konusu edilemez. Bunu görebilmek için Kur'an'ı okuyup anlamak gerekir. Yüce önderimiz Hz. Muhammed (SAS)’e dünyayı şereflendirdiği bu kutlu günde salat ve selamlarımızı arzederiz vesselam. Hayırlı cumalar diliyorum.