Tükenmiş umudu sesine iliklenmis imam, titreyen sesiyle minareden haykırıyor: "Tüm yollar kapandı. İletişim kesildi. Yeryüzü ehlinden yardım ve umut kesildi. Ey Allah'ım! Senden başka kimse kalmadı. Allahım! Onlar silah güçlerine güveniyorlar. Biz ise senin kuvvetine güveniyoruz. Ey İslam Ümmeti! Ey İslam Ümmeti! Müslüman kardeşlerimiz zafere ulaşmaları için sizden Rabbinize dua etmenizi istiyor.!" Beklediler.. 7 Ekim'den beri sabırla beklediler. Bir vücudun azalarından biri hastalandığında, o azaya yardıma giden vücudun diğer azaları gibi hassas olması gereken müslüman kardeşlerinin koşarak yardıma gelmesini beklediler. Bir binanın tuğlaları gibi birbirine kenetli olması gereken 2 milyar Müslümanın, 3-5 çapulcuya haykırarak dur demesini beklediler. Bir tarağın dişleri gibi yan yana olması gereken Müslümanların kol kola girip ümmeti oluşturmasını beklediler.
Beklediler...Hastaneler bombalanıp çocuklar öldürülürken, elektrikler kesilip küvezdeki bebekler can verirken, "Ruhumun ruhu" dedikleri yavrularını göz bebeklerinden öperek son yolculuğuna uğurlarken sabırla beklediler..
Beklediler... Bütün aile fertlerini kaybedip feryat ederken, birbirlerini "innâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn" diyerek teselli eden bu kutlular, "Hasbünallah ve ni’mel vekil" sözü ile teselli bulurken bir umut deyip beklediler..Beklediler..Şehid olmuş annesini saçlarından tanıyan küçük kızın feryadı arşı inletirken, bedeni parçalanmış yavrusunu kucağına alıp "ne olur bunu toprağa koymayın, orada üşür" diyen annenin gözyaşları sel olurken, kafası kopmuş yeğenini havaya kaldırıp "Bunun ne suçu vardı?" diye soran adam haykırırken, her biri bir tarafa saçılmış çocuklarının arkasından "Yemek yiyemeden öldüler" diye ağlayan annenin ciğeri koparken beklediler..beklediler.. Çocuklarının parçalarını poşete doldurup taşırken, ayakları kopan çocuk "Amcacığım ayaklarım geri çıkar mı?" diye sorarken, küçük kardeşinin cesedini okul çantasına koyup çantayı sırtından indirmeyen çocuğun feryadı göğe yükselirken beklediler.. Beklediler..Açlıktan yastıkların pamuklarını yerken, susuzluktan pis suları pamukla arıtıp içerken, yıkıntıların arasında yaşam savaşı verirken beklediler..Harabeye dönmüş evlerine aldırmayıp cemaatle namazı terk etmeyen, molozların arasında iftar eden, dillerinden Allah'ı düşürmeyen, yedisinden 70'ine Kur'an bilgileri ile herkesi kendilerine hayran bırakan, metanetleriyle, azimleriyle, vatan sevgileriyle, zalime karşı dimdik duruşlarıyla bütün dünyaya varlıklarını kabul ettiren bu nasipliler, kendileri gibi şehadet getirip iman eden kardeşlerini beklediler..Kimse gitmedi; ama biz ilk günden itibaren oradaydık elhamdülillah.. Wefa/İsviçre Başkan Yardımcısı sıfatıyla kardeşlerimize yetişemedik ama ÎSARKARDEŞLİĞİ Başkanı sıfatıyla hep kardeşlerimizin yanındaydık..Onların sesini duyurmaya çalıştık hep; “Aman Hocam bu aramızda kalsın.!” diyen Âlicenap kardeşlerimizin yardımlarıyla, “Aman Hıcam her maaşımı aldığım anda canımla başımla onların yanında olmak istiyorum.!” diyen yüce gönüllü kardeşlerimizin yardımlarıyla, “O kardeşlerimiz bu haldeyken boğazımdan lokmalar geçmiyor, gözüme uyku girmiyor.!” diyen diğergam kardeşlerimizle hep o kardeşlerimizin yanında olduk.! Kapıları kapattılar, bomba ve siren sesleri kulaklarımızı sağır etti ama her fırsatta Gazze’li kardeşlerimize sıcak yemek, kumanya, battaniye, yiyecek, giyecek yetiştirdik; yılmadan, bıkmadan ve usanmadan.. Hep şehid olma arzusuyla yanıp tutuşarak..! Bize destek olan İRİ ULUSLARARASI ORGANİZASYON’la birlikte hep o kardeşlerimizin yanında olduk şükürler olsun Rabbimize.. Biz devam ediyoruz ve sizleri de acilen ve mutlaka bekliyoruz..
Ümmet suskun ama biz asla susmayacağız.!
Hayırlı günler diliyorum.
24 HAZİRAN 2025 PAZARTESİ