İyi bir Müslüman, "Ben sizi rahatlatmaya değil, rahatsız etmeye geldim. Ben esrar, eroin miyim ki sizi rahatlatayım?"; "Sadece devletin konuşma hakkına sahip olduğu bir memlekette hiçbir söze inanmayın"; "Bir yerde yangın varken biri seni ibadet etmeye çağırıyorsa, bil ki bu bir hainin davetidir" şeklinde düşünmüyor ve bu düşüncelerini dava edinmiyorsa bilin ki o Müslümanda problem vardır!Kuran'ın ilk emrinin “Oku” olduğunu, "işit" olmadığını çok iyi kavramak zorundayız.
****
Esas fakirlik..."Her yerde olan fakirlik açlık ya da açıklık değildir. Fakirlik para ve altına sahip olamama da değildir. Fakirlik, sahafta satılmamış bir kitabın üzerindeki tozdur. Fakirlik, kağıt imha makinasında, gazete parçalayan bir bıçaktır. Fakirlik, arabanın camından dışarıya atılmış muz kabuğudur. Fakirlik yemeksiz geçirilen bir gece değildir, fakirlik “düşünmeden” geçirilen bir gecedir". O zaman "Düşünme, itaat et" diyenlere değil; "düşün, sor, sorgula" diyenlere kulak vermeliyiz. Başlığa da yazdığım için çok rahat bir şekilde ifade edeyim ki; "Şimdiki köleler taksitle yaşayıp borçlu ölüyor." Bakın etrafınıza! Çekilip de bankalara geri ödenmeyen kredi kartları.. Çifter çifter cep telefonları.. Ağzına kadar dolan dosyalarıyla icra daireleri ve hergün binlerce açılan boşanma davaları vs..
****
Sonradan ilahi adalet diye adaleti göklere çıkardılar ki, yeryüzünde ondan söz edilmesin! Bir Müslüman görürüz; sesini çıkarmaz, olup biteni dinlemez, hiçbir şey umurunda değildir; ama kendi düzeni ve tezgahı en küçük bir darbeye uğrasa feryadı arşa yükselir. Her gün yaşanmakta olan facialar onda,
bir gazete haberi kadar bile merak uyandırmaz. "Allahım kereminle bizi…" diye dua etmesinin ne etkisi olur? "Bizi" ne demektir? "Tribünden gelen sesler süren savaşlardaki mazlumun sesini kısıyorsa futbol gerçekten afyondur!" Dindar bir toplumu ancak din adına, din alimleri kandırabilirdi ve öyle de oldu. Okuyun. Okuyun kardeşim, çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor! Hayırlı günler diliyorum.