Demokrasi, hukuk, adalet diyorlar ve batıyı referans gösterenlerin orada olup bitenlerden haberleri bile yok..Mesela İngiliz İşçi Partisini ele alalım..Tony Blair hükümetinde görev yapan Peter Mandelson, 1998’de büyük bir ev kredisiyle ilgili çıkar çatışması iddiaları nedeniyle hükümetten istifa etmek zorunda kaldı. Daha sonra başka pozisyonlara gelse de bu olay İşçi Partisi'nin şeffaflık konusundaki duruşunu sorgulatan olaylardan biri oldu..
Yine 2006 yılında Tony Blair döneminde, İşçi Partisi’nin bağış toplamak için yüksek meblağlı borçlar aldığı ve bu bağışçılara şövalyelik ve lordluk unvanları verildiği iddia edildi.! Bu olay, İşçi Partisi’nin finansman süreçlerinde reform yapmasına yol açtı. İşçi Partisi’nden bazı milletvekilleri, halkın vergileriyle finanse edilen harcama ödeneklerini kişisel çıkarları için kötüye kullanmakla suçlandı. Sırf bu yüzden Elliot Morley, sahte mortgage ödemeleri göstererek 16.000 sterlin fazla aldı ve daha sonra 2011'de 16 ay hapis cezasına çarptırıldı. İşçi Partisi, bu ve buna benzer skandalların ardından kendi içinde disiplin soruşturmaları başlattı ve ilgili üyeleri partiden ihraç etti.
Son olarak, daha yenilerde Liverpool Belediye Başkanı Joe Anderson yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Soruşturmanın selameti için kendisi görevi bırakmak zorunda kaldı..Kendi ülkenizi elin İngiliz’ine şikayet etmekten utanmazsanız elbette kendinizi terkedilmiş gibi hissedersiniz.!
Sorum şu, şayet İngiliz olsa, bu şartlarda Ekrem İmamoğlu İngiliz İşçi Partisi’nde siyaset yapmak istese yapabilir mi?!. Gelelim, günümüzdeki sendromlu Tanzimat aydınlarının da büyük hayranlık besledikleri Fransa’ya… Şayet orada olsalardı, bu vandallıkları yapabilirler miydi?
Fransa'da gösteri ve yürüyüşlerde yüzü kapatmak veya maske kullanmakla ilgili kanun der ki; Gösteride yüzü kapatmanın cezası: 1500€ - Bunu tekrarlamanın cezası: 3000€. Kamu düzenini bozan veya bozma ihtimali olan bir gösteride yüzü kapatmanın 1 yıl hapis, 15.000€ para cezası var. Bu cezalar zamanında ödemezse sürekli katlanıyor. Devlet direkt banka hesabından kesiyor.
Hesapta yoksa maaşa el konuluyor. Yani devlet her halükarda cezayı ödetiyor. Şimdi herkes, boş beleş konuşmayı bıraksın.. Bünyesinde 30 yahudi bulunan ve Yahudinin kurduğu Forbes dergisinden ve yazdıklarından da medet ummayı bıraksın.! Küstüğünüz, darıldığınız, imdat beklediğiniz yerlerin de bu neviden hadiselere yaklaşımı böyledir.. En azından herifler sizin gibi iki yüzlü değil!. Seçim öncesi Kilisede dua edip seçim sonrası kutsallara saldırmıyorlar.! Şeffaflar anlayacağınız..
Hayırlı cumalar diliyorum..
11 NİSAN 2025 CUMA