Şu anda Yahudilerin Şalom Gazetesi’nde köşe yazısı yazıyor ve ne hikmetse Hacı Bayram-ı Veli Üniversitesi’nin Rektörü olarak görevde ki bence büyük bir tezat.! Naci Bostancı.! Israilli şarkıcı Linet’i protesto edenlere canı sıkılmış beyimizin!..
Protesto demokratik “hak” değil mi?! İsrail’de askerlik yapmış “Linet” isimli şarkıcıyı insanlar kırıp dökmeden protesto edemez mi yani?! Yahudilerin Şalom Gazetesinde köşe yazarı olduğunuz için mi bir İsrail askerine sahip çıkma gereği duydunuz?! Şalom Gazetesinde İsrail aleyhine yazılar yazabiliyor
musunuz acaba?! Sıkar.! Bugüne kadar hangi protestoya tepki gösterdiniz de söz konusu “İsrail askeri Linet” olunca birden ayağa kalktınız?! Hayırdır.! Netanyahu'yu eleştirmişsiniz, bir yerde İsrail’in katlettiği rektörü anmışsınız; ama Filistin’e topyekün sahip çıkan mesajınızı hiç görmedim. Katledilen 56 bin insandan bahsetmemişsiniz bile..! Gençlere “kabileci” diyerek alenen hakaret ediyorsunuz. İsrail askerlerine katil, İsrail’e kabile devleti diyebildiniz mi Şalom Gazetesi yazılarınızda?!
Biz geçelim başka bir konuya;
Bugün PKK’nın fesih ve silahları terk etme kararı almasından çıldırırcasına rahatsız olanlar, 2023 seçimleri öncesi ne yapmıştı, hatırlayalım birlikte: “Mesela 2018’de hazırladıkları, Ümit Özdağ ve Engin Özkoç’un açık ettiği anayasa taslağını hatırlayalım..Türkiye’nin 20-25 eyalete bölünmesi, bunların kendi kendini yönetmesi. 25 eyalet başkanlarının TBMM’ye gelmesi. Her eyaletin yer altı zenginliklerinin kendisine ait olması. Özerklik (istediğinde ayrılma) hakkının saklı olması. Türk ve Kürt kurucu unsuru olarak; iki kurucu unsurun kabul edilmesi.!”
Görüyor musunuz bugün hop oturup hop kalkanların o gün neye imza attıklarını?! Şaşırdınız mı?! Hiç şaşırmayın.. Bunlar o günlerde şaşılacak şeyler değildi, zira Altılı Masa’nın Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu açık açık “Yerel özerklik şartını mutlaka getireceğim” diyordu!. Devlet, 2013’te HDP ile “terör örgütü PKK’ya silah bıraktırma ve bir daha çıkarılmamak üzere çukura gömme süreci” yürütürken, buna destek vermek bir yana, akamete uğratmak için elinden geleni yapanlar, “Birlikte iyi salladık” dedikleri 7 Haziran 2015 seçimlerinden itibaren, terör örgütünün partisi ile her seçimde “Bir oy bana, bir oy sana” kampanyaları yapmış, şimdi PKK’nın kendisini feshetme açıklamasından hazımsızlık duyanlar, her sandıkta tıpış tıpış Kandil’in isteklerine oy vermişti!
O süreçte, bunların ağzından bir defa olsun “PKK silah bıraksın, ondan sonra birlikte siyaset yapmanın yollarını arayalım” cümlesini duyan olmuş muydu? Elbette hayır. Böyle bir dertleri zaten yoktu, olamazdı da.. Onlara ‘yıkmak için’ verilmiş tek hedef vardı, o kadar.! Bu yüzdendir ki, ne Suriye operasyonları için Meclis’e getirilen tezkerelere onay verdiler, ne de devletin ateş çemberini yarmak için verdiği mücadeleye destek oldular. Bununla da yetinmediler, -türlü güzellemelerle- İsrail adına sınırımızda teröristan kurmaya çalışan PKK/YPG’nin Türkiye’ye tehdit olmadığına toplumu ikna etmeye çalıştılar.! Hepimizin gözleri önünde olmadı mı bunlar?
Savunma sanayiimizi aşağılamalarını, Doğu Akdeniz’de, Libya’da, Ege’de, Kıbrıs’ta, Karabağ’da gayrımillî ahlaksız politikalarını da şuraya not düşüyorum..Bunların, senelerce Suriyeli mülteciler üzerinden yaptıkları kara propagandanın ardından Şam rejimi devrildikten sonra takındıkları tavra da şahit oldunuz. Şam yönetimine darbe yapmaya kalkışan Esad artıklarına operasyon yapılınca nasıl sınıra koştuklarını ve “Açın kapıları, Suriyeli Nusayrileri koridor oluşturup Türkiye’ye alın” dediklerini hep birlikte ibretle izledik..İttihatçılar..Yani Jön Türkler.! “Bizler Jön Türkleriz” diyenlerin, “Terörsüz Türkiye” sürecini başlatan Devlet Bahçeli’nin çıkışını duyar duymaz “El yükseltiyorum, Kürtlere devlet vadediyorum” dediğini hatırlamıyor musunuz?! PKK biteceği için rahatsız olduklarını gizleyip, ‘gizli şartlar’ olduğu üfürmesiyle kafa bulandırmaya çalışanların düne kadar HDP’ye “Vatansever” diyecek kadar zıvanadan çıktıklarını unuttuğumuzu mu zannediyorlar acaba?! Terör örgütünün partisi ile seçim kazanmak için iş birliği yapmak, örgüte belediye başkan yardımcılıkları ve meclis üyelikleri dâhil, kadro açmak bunlara göre doğru.! Ama PKK’yı bitirmek için DEM’le iş birliği yapmak yanlış, öyle mi?! PKK da bir gün biter ama bunları ne yapacağız, asıl onu düşünmek gerek..Çünkü bunların derdi ne ülke, ne ekonomi, ne toplumun refah ve huzuru ne de terör gibi ayağımıza takılan prangalardan bu ülke evlatlarının kurtulması!
İstedikleri tek şey var; vesayeti yeniden güçlü kılmak, hatta bu defa öncesinden çok daha ağır biçimde millete bela etmek, zulmü bu topraklara tekrar hâkim kılmak! Türkiye için asıl refah, bu zihniyeti bitirmek olacak.
Hayırlı Cumalar, hayırlı bayramlar diliyorum.
06 HAZİRAN 2025 CUMA