Bundan yaklaşık 1 yıl 8 ay önce..İsrail Terör Örgütü, arkasına başta ABD olmak üzere yedi düvelin alçak güçlerini alarak küçücük Gazze’ye saldırdığında..Hemen herkes işi en geç birkaç ayda bitireceğini düşünüyordu..Hamas- El Kassam Tugayları ve Gazze Halkı ne kadar direnirse dirensinler, bu iş çok da uzun sürmezdi.! İsrail Terör Örgütü’nün saldırılarının başladığı günlerde..İsrail Terör Örgütü, diğer terörist devletlerle birlikte saldırdıkça saldıracak. Şehid sayısı, 10 bin, 20 bin, 30 bin, 50 bin, 70 bin..Böyle artıp gidecek.!
Oradaki insanlar açlığa, susuzluğa mahkûm edilecek..
Hastaneler tamamen vurulmuş olacak..Ve bütün bunlara rağmen, Gazze’liler 1 yıl 8 ay sonra bile inançlarını, dirençlerini kaybetmeden direnişe devam edecek, asla yenilmeyecek!” deseydi, nasıl bir karşılık verirdiniz?! Siyonizm’in Basel’deki Birinci Siyonist Kongre’den bu yana, 130 yıl boyunca hemen her söylediğini yapmasına, plânlarının tıkır tıkır işlemesine baktığınızda, Gazze’nin en fazla bir sene sonra tamamen teslim olmak mecburiyetinde kalacağını düşünürdünüz.. Gazze’deki Kahraman Müslümanlar, aralarında benim de bulunduğum “güç dengelerine” fazla odaklanmış milyarlarca insanı yanılttı.! Rabbimizin, “Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız en üstün olan sizsiniz!” hükmüne teslim olunduğunda..Gücümüzün kaç milyona, kaç milyara katlanacağını gösterdi Gazzeli bize.! Gazzeli şehid oldu, gazi oldu, aç kaldı susuz kaldı, yollarda vuruldu ama en ufak bir “yılgınlık” göstermedi.. Yolundan milim sapmadı. Batı’nın soysuzları, pandemi-plândemi döneminde tuvalet kâğıdı için bile birbirlerini gırtlaklarken, Gazzeli açlığın pençesindeyken gönül tokluğunun en güzel örneklerini verdi..Bizler, nice nimetin nankörü ama Gazzeli sabır ve şükür abidesi.! Bunca Müslüman ölmüş, bunca Müslüman sakat kalmış, bunca hayat yok olmuş..
Bunun neresi zafer?! Bunları söyleyenlerin üzerlerine biraz gitseniz, Çanakkale Zaferi için de böyle şeyler diyeceklerdir.! Biz, buralarda, dünyadaki güç dengelerine bakarak.. Onun bunun parasına puluna, silahına, şeytanlıklarının yamanlığına bakarak “ümitsizlik” deryasına düşebiliyoruz..Gazzeli Müslüman, kendilerine o toprakları bırakıp gitmeyi tavsiye eden kalbi bozuk tiplere de tokat üstüne tokat indiriyor!.
Bugünlerde.. İsrail’in başına füzeler yağdı ve daha da yağacak ve İsrail’e biz 2027’yi göstermeyeceğiz.! Demir Kubbe 7 Ekim’de delinmişti, şimdilerde kevgire dönmüş durumda.. Terör Örgütü İsrail, bu “savaştan” da sözde galip çıkabilir. İran, bu hücumları uzun süre devam ettiremeyebilir..Lâkin..Her ne olursa olsun, “Siyonistler asla yenilmezler!” ezberine zerre itibar yok bundan sonra.. Her Müslüman’ın aklında, kalbinde “İsrail’i Akdeniz’in derinliklerine gömmek hiç de hayal değil!” gerçeği var artık Elhamdulillah.İsrail Terör Örgütü’nü savunmak, bu alçak soykırımcıya kol kanat germek her geçen gün daha zor olacaktır, ABD ve diğerleri için..Hiç şüphesiz; Cami duvarına pislemenin bedelini çok kötü ödeyecektir İsrail Terör Örgütü!.
Bunun güçlü işaretlerini görüyorsunuzdur mutlaka..İslam ülkesine lider olacak biri veya lideri farketmez, gidip Ağlama Duvarı’nda dua eder mi? Hayır.!
Siyasi olarak İsrail'in işgali altındaki Kudüs'te Pehlevi'nin böyle bir fotoğrafı, İslam ümmetine ihanete açık bir simgedir.! Rıza Pehlevi'nin bu pozu; Batı’ya ve İsrail’e mesaj: “Ben sizin adamınızım.!”
Sürgündeki muhalifliğini İsrail ve Batı'nın desteğiyle meşrulaştırma çabası..Asr-ı Saadet döneminde, Abdullah ibn Sebe bir Yahudiydi ama Müslüman gibi davrandı. Varın siz anlayın.! Bu bağlamda Rıza Pehlevi için ne denebilir?!
Kudüs’teki Yahudi sembollerle aynı karede olmak, Ağlama duvarında dua etmek, İsrail ve ABD ile aynı siyasi eksende görünmek, Bunlar tek tek bir şey ifade etmese de, bütünü okuyabilen bir akıl için gayet yeterlidir. Unutmayın, Ayeti anlamayanlar belge ister,
Akledenler işaretleri okur. Hayırlı cumalar diliyorum.
27 HAZİRAN CUMA










