Her türlü ahlaksızlığı, disiplinsizliği, kanunsuzluğu ve rezilliği, Mustafa Kemal’in adına işlemek ve işleyenleri savunmak yasaklanmadıkça, kurucu lider gazi Mustafa Kemal’in adının kötülüklerle anılmasının önüne geçemeyiz. Atatürk’e hakaret nasılki suç ise istismar da suç olmalı ve yaptırımı olmalıdır.! Herkes haddini bilecek ve Devletine vatandaş olacak.! " Ama ne yalan söyleyeyim hayran kaldım. Gıpta ettim. Bir toplantıda, bir gecede, sadece bir kaç saat içinde; yüzlerce Vatan evladını, Ordudan attılar da gıkımız çıkmadı. Hem de bunlar gibi yeni mezun, asaleti tasdik edilmemiş 5 tane Teğmen de değil. Yüzbaşılar, Binbaşılar, Yarbaylar, Albaylar.. Attılar.. Hanımı başörtülü diye attılar. Gizli gizli Kuran okuyor, Namaz kılıyor, oruç tutuyor diye attılar. Evinde haremlik/selamlık misafir ağırlıyor diye attılar. İçki içmiyor, dans etmiyor, eğlence partilerine katılmıyor diye attılar..Hem de üstün hizmet madalyalarına, nişanlarına, beratlarına bakmadan attılar. Ordunun içini boşalttılar. Huduttan hududa, cepheden cepheye, Ateşin içinden çıkıp, ateşin içine girenleri attılar. Askerin en çok sevdiği, uğruna seve seve ölüme gittiği, arkasından binlerce Askerin dövünerek ağladığı Numuneyi imtisal Komutanları attılar. Dostuna Yunus, düşmanına yavuz nice kahramanı attılar. Yusuf yüzlü, ateş gözlü, doğru sözlü yiğitleri attılar..da sesimiz çıkmadı iyi mi?! Hem de bunlar gibi şimdiden ballı börekli kadro arayışı da değil; acından ölsünler diye, hiçbir kamu kurumunda çalışamaz diye kanun çıkardılar. Dükkan açana ruhsat vermedi, limon satanı pazardan kovdular..da hiç konuşamadık.!Ailecek linç ettiler. Açlığa, sefalete, yokluğa mahkum ettiler. Çocuklarını bile rahat bırakmayıp bunalıma sürüklediler. Binlerce insanı perişan, on binlercesini mahvettiler..de bunların koruduğu kadar, dönüp de bakamadık bile..! İsimlerini anmadık. Hatırlarını sormadık. Yolumuzu çevirdik.. Tebrikler! olsun malum zihniyete. Takdirler! olsun örgütlerine. Temenna! olsun gencine, yaşlısına, erkeğine, kadınına.. Veyl olsun, yazık olsun, haram olsun bize, bizlere, hepimize.!Önce salgın kastı kavurdu, ne canlar ne civanlar aldı. Maskeleri tam atmış, sokağa tam karışmıştık ki zemheride zelzele oldu. Şimdi de Filistin’deki soykırımı izledik ekranlardan. Hani vardı ya; Boz öküzün içi geçmiş, dili dışarıda, nefes nefese. Felaketler İnsana Ne Söyler? Öküz korkmuyor, kül yutmuyor, insanı lif lif çözmüş. Çiğ süt içerken, tabiatın iliğini emerken, süte su katarken, kolonu keserken görmüş onu. İnsanın acıyı nice çiğnediğini, yalana nasıl dolandığını, efendisine nasıl yaltaklandığını, nasıl kefen soyduğunu görmüş biliyor. Kabil’in kabilesini, Yusuf’un kardeşlerini, Beni İsrail’i, peygamberlerini testereyle doğrayan, çivileyen kavmi, kuyuyu biliyor. Felaketler insana ne söyler, insan ne anlar? İkinci Cihan harbinden canını kurtarır da üçüncüsü için tetiğe basar. İnsan eksiktir, söküktür, yırtıktır, yaralıdır. Sıffin vak’ası Rakka’da olmuş. Altı Şubat 2023’de on şehrimizle birlikte Suriye’deki Rakka da yerle bir oldu. Ne acı. Öyle ya, asıl âfet, esas felaket insandır. Ama herşeye rağmen Umut kapısı açıktır. İnsan azgınlaştı diye umut ve iyilik kapısı kapanmaz. Şimdi Gazze’yi ayağa kaldırma zamanı. Soykırımı seyrettik birlikte.! Ramazan geliyor; hiç olmazsa bu manevi bereket deryasında el uzatalım kardeşlerimize.! Biz ilk günden bu yana hep o kardeşlerimizin yanındayız. ÎSARKARDEŞLİĞİ olarak İRİ ULUSLARARASI ORGANİZASYON ile birlikte hep onların yanındayız elhamdulillah. Devam edeceğim bu konuya.
Hayırlı günler diliyorum.
3 ŞUBAT 2025 PAZARTESİ