Kayseri'de polis kayıtlarına geçmiş bir olayı anlatarak başlayacağım; belki de geç kaldığım bir konuyu yazacağım.!
Hırsızın biri, bir evin çatısına çıkar ve anten kablosunu keser.. Evin reisi tam televizyona dalmışken yayın kesilince, televizyonunu biraz kurcalar, görüntü gelmeyince de; "Bozuldu herhalde" diyerek uyumaya geçer.! Ertesi gün adam işe gittikten sonra hırsız kapıyı çalıp adamın karısına; "Yenge, beni abi gönderdi, televizyon bozuk, alın da bir bakın dedi" der.! Saf kadıncağız nereden bilsin, televizyonu verir tabiki..Adam işden eve döndüğünde televizyonu yerinde göremeyince, meraklanıp sorar eşine.. Kadın durumu anlatınca da şok olur adeta.! Şaşkına dönen çift, nasıl böyle bir oyuna geldiklerine inanamazlar bir türlü..Aradan birkaç gün geçer..Aynı çift, balkonda çay keyfi yapmaktadır.. Caddeden geçerken sırıta sırıta balkona bakan delikanlıyı gören kadın, heyecanla yerinden fırlar;
"İşte orada, televizyonu çalan hırsız buu.!” diye bağırmaya başlar.. Adam telaşla yerinden fırlar ve hırsızın peşine düşer. Pijamalarıyla ve yalınayak o caddeden bu caddeye koşturur durur.. Beş dakika sonra kapı çalar. Kadın kapıyı açtığında düzgün kıyafetli bir adam önce kendini tanıtır; "Ben polis memuru Yaşar. Beyiniz az önce yakaladığı bir hırsızı emniyete teslim etti. Fakat pantolonunu ve cüzdanını evde unutmuş, onları almaya geldim.!" Kadın çok sevinir bu duruma ve bir çırpıda koşar getirir pantolonu ve cüzdanı..Aradan 15 dakika geçer ve adam koşmaktan bitkin düşmüş bir halde eve döner..
Kadının keyfi yerindedir ama.. Adam içeri adımını atar atmaz boynuna sarılır: "Helal olsun sana bey, bu yaşında nasıl da yakaladın o genç adamı, bravo sana." Adeta burnundan soluyan adamın şaka kaldıracak hali yoktur: "Dalga mı geçiyorsun benimle hanım, ne yakalaması?! Tazı gibi koşuyo şerefsiz.. Don, gömlek rezil etti beni yedi mahalleye.!" Bir anda tüm neşesi kaçar kadının.. Kısık bir sesle:
"Eee? O zaman o polis niye öyle dedi?" diye sorar.! "Hangi polis?"
"Pantolonunla cüzdanını almaya gelen polis.!" "Neee? Yoksa onları da mı verdin?!" Sanki toplum olarak bugünümüzü anlatan bir hikaye gibi.! Bu kadar yıldır çok sayıda olay yaşadım. Ancak bu görüntü insanın kalbini, inancını acıttığı için çok aşırı üzüldüm.! Ekrem İmamoğlu’na özgürlük standında imza veren sarıklı, cübbeli ve sakallı Müslümandan iğrendiğim kadar kimseden iğrenmemiştim.! Çünkü bu giyimle bize ne hakaretler yapılmıştı..Vebalıymışız gibi davranışları vardı.! Eğitimimiz inancımız gereği türlü bahanelerle engelleniyordu.. Kimimiz ekranlar önünde hırpalanıyor, kimimiz ise, Cuma Namazına gittiği için "flaş haber" diye veriliyordu.! Ben bu Müslümanı görünce; "Senin sarığını yasaklayanlara imza verirken hiç mi vicdanın sızlamadı be utanmaz" diye isyan edesim geldi.! Sana, "burası laik bir ülke yallah Arabistan'a" dedikleri hiç mi aklına gelmedi be arlanmaz?
Bunlar senin ezan okuyan kardeşine saldırdı.! Hiç mi hatırlamadın?! Oğlunu askere alırken kapalı olan eşine ve senin sakalına yapılan hakaretleri nasıl unutursun be ahmak?! Hele, "irticacı bunlar" diye muamale edişleri hiç mi sana bir şey hatırlatmadı be kılıksız adam?!
Elinde Filistin bayrağı ile bir de.!
Katil İsrail'in çocuk, yaşlı demeden, milyonlarca mazluma reva gördüklerine bir gün ses çıkarmayanlar için bir de.!
Müslüman kardeşlerimiz kendi aralarında ayırıma düşmüş, kimisi "bunlar Süleyman'cı, kimisi ise Saadet Partili bunlar" diyor.
Bu fitneyi çıkarmana değdi mi?!
Bir de bu hırsızlar için.. Hayırlı günler diliyorum.
09 HAZİRAN 2025 PAZARTESİ










