Bir şeyler harcayarak ve tüketerek mutlu olacağımızı sanmak sadece bir yanılsamadır. Birçok şeyin dikkatli, özenli ve dengeli yapılması gerekir bu âlemde. Aşırılığın, -bir iki husus istisna tutulursa- insana hemen hiçbir şeyde faydası yoktur.
Şu bir gerçek ki, harcadığımız ve tükettiğimiz şeyi hak etmiş olmamız gerekir. Bu, çok çalıştıktan sonra dinlenmeyi hak etmiş olmak gibi bir şeydir. Kazanmadan harcamak, çalışmadan dinlenmek pek de mümkün değildir. Fakat burada asıl mesele hayatımızı, gücümüzü, gayretimizi dönüştürdüğümüz kazancın aslında dikkatsizce harcanmasıdır. Söz konusu durum çağın insanı çektiği yanıltıcı hâllerden birisidir. Öyle ki, bize ekranlardan sunulan, dayatılan şeylerin hemen hepsine zaman zaman sırt çevirmek durumunda kalmamızın sebeplerinden birisi budur.
Bize bir paket olarak sunulan hayatın insanı ve toplumu huzursuzluğa sevk ettiği bugün iyiden iyiye anlaşılmıştır. Çünkü bu çağın yanıltıcı hâlleri insanın gerçek anlamda bir terbiyeden geçmesi gerektiği gerçeğinin üzerini örtmüştür. Çağın eğitim sistemleri tam bir aldatmacaya dönüşmüş durumdadır. Medya ve eğitim insanın ve toplumun huzurunu hedeflemekten oldukça uzaktır. Bu mecralardan kaynaklı yaşanan içler acısı durumları uzun uzun anlatmak mümkündür.
Burada artık insanın mutluluğu ve huzuru tercih edecek şekilde tam bir irade ortaya koyması gerekir. Mutluluk bazen mahrumiyet, çoğu zaman mahremiyetin korunması, bazen bir şeylerden tasarruf etmektir. Her şeye sahip olduğunu zanneden biri için mutluluk maddeye sahip olmakla ilgili değildir artık. Bu kişi bütün bunlara rağmen neden mutlu olamıyorum diye soruyorsa o artık özüne dönmelidir. Çünkü mutlu olmak dışarıyla değil, genelde özümüzle ilgili bir şeydir. O vakit bu çağda yapılması gereken en önemli şeylerden birisi huzuru ve mutluluğu yeniden tanımlamaktır.
Sonuçta hayat çok hızlı geçiyor. Yapılması gereken hayata aslî bir rota çizebilmeyi başarabilmektir. Yoksa başkalarını taklit etmeyi, gösterişi ve insanı hedef tahtasına koyan çeşitli mecraların bizi sevk ettiği paketlenmiş yaşamları hayatın kendisi sanmak gibi bir gafletin içine düşmek işten bile değildir.