Fındık meşakkatli iş. Fakat onun zorluğu böyle büyük bir nimetin değerini kabul etmeye engel değildir. Bu yazıda fındığın zorlu yanları üzerinde durmak istiyorum.
Fındığın zorluğu insanlar arasında biraz da psikoljik bir mesele hâline gelmiştir. İnsanlar bahçede çalışmaktan uzak dura dura ve bedenle ilgili işleri yapmaya yapmaya bir şehir efsanesi hâlinde fındığı maalesef dışlar olmuştur. Bu da özellikle yeni neslin fındıkla meşgul olmamasının temel sebeplerinden birisidir. Hâlbuki fındık işi gönülden gelerek yapılsa ve temel bir geçim kaynağı olarak görülse, bu iş ailelerin bir yıl içerisinde meşgul olduğu tek iş olsa fındık birçok insanın maişetini temin etmeye yeter de artar bile. Tabii bunun için başka bazı şeyler de gerekli.
Şimdi bunları yazdıktan sonra fındığın zorluğu hakkında birkaç kelam edebiliriz.
Sırayla gidecek olunursa fındık işinin ilk güçlüğü fındığa hazırlıktır. Fındık yufkasının açılması, fındık gereçlerinin temin edilmesi gibi hususlar yavaş yavaş görülür. Fındık toplama işinde en gerekli şey fındık işçilerinin bulunmasıdır. Bu da genelde bahçe sahibini meşgul eden önemli bir husustur. Çünkü herkes artık eskisi gibi fındığa gitmek istemiyor. Tatile gelenler de bir an önce fındığı bitirip işine bakma ve hoş vakit geçirme derdinde. Yeni neslin de bu işle pek bir alakası yok gibi. Böyle olunca fındık işçisi bulmak, bahçede gençleri çalıştırmak güçleşiyor.
Bu işin en büyük güçlüğü bence bahçe içerisinde fındık toplamada kendini gösterir. Özelikle eğimli arazilerde ayakta durmak, uzayıp giden dalları eğmek, bununla beraber fındık toplamak gerçekten de zordur. Dallarda asılı kalmak ve biteviye bunları aşağı çekmek zor bir iştir. Gero işimizi kolaylaştırsa da yine de dal eğmek kolay değildir. Özelikle yağlı ve palaz fındıklarında dallar çok büyür. Bahçalama sırasında bunlar kesilmezse fındık dalları oldukça kalınlaşır ve eğmesi çok güç olur. Fındığın asıl zorluğu bence dalları eğmek zorunda oluşumuzdur.
Fındığın diğer güç işlerinden birisi de çuvalları taşımaktır. Bazen yolun alt kısımlarında kalan yerlerde çuvalları parça halinde veya dolu olarak yukarı taşımak gerekir. Sonra lombardinlere yüklenen çuvallar köye götürülür ve harmanlara serilir. Tabii bu da bilek gücünü gerekli kılar.
Görüldüğü gibi fındığın temel zorluğu birçok işinin bilek gücünü dayanmasıdır. Fakat eskiye nazaran fındığın birçok güçlüğü ortadan kalkmıştır. Mesela küçüklüğümde ve daha önce köyden Abazdağı'na yürüme gelinir gidilirdi. Sabahın erken vakitlerinde evden çıkan insanlar 7 km yol yürüyerek bu dağa gelir ve akşama kadar fındık toplar, iş görürlermiş. Akşam da bahçeden çıkıp eve giderlermiş. Bunun yanı sıra benim çocukluğunda Abazdağı'nda çadırlarda da kalınırdı. Yağmur yağış bu çadırlarda kalınır, burada yemek yapılır ve uyunurdu. Şimdi bunlar kalktı. Motorlar çıktı. Gelip gitme kolaylaştı. Abazdağı'nda kalmak için meskenler yapıldı. Burada kalmak bile artık küçük çaplı bir tatil gibi oldu insanlar için. Elbette fındık toplamanın güçlüğü hâlâ mahfuzdur.
Fındık toplama işi ne kadar güç olsa da o bizim için önemli bir nimet olmaya devam ediyor. Yıl içinde fındık, toplu olarak bir aileye önemli miktarda bir gelir sağlamaktadır.
Burada fındığın sayılan zorlukları ve geçmişte köy hayatının önemli bir parçası olan meşakkatli tarafları onu küçümsemek için yazılmadı. Tam aksine fındığa ve onu toplamaya verdiğimiz önemi ifade için kaydedildi. Her nimetin olduğu gibi fındığın da kendine has güçlükleri olduğunu bilelim