Bazı adamlar samimidir. Hayatı tecrübeyle ve sevgi dolu bir şekilde yaşarlar. Gönülden gelerek çalışırlar. Hayata anlamlı ve sevgi dolu dokunuşları vardır. Samimî oldukları için günümüzde pek ciddiye alınmaz onlar. Değerleri gittikten sonra anlaşılır. Geç kalmış iltifatlar ve sevgi gösterileri onlar içindir. Fakat hiçbirinin değeri yoktur.
Bu hayatta takdir görmek ve bir çıkar için mücadele etmediklerini izah edemezler. Gerek de görmezler. Onları anlayan anlar. Birlikte bir değer inşa etmeye çalıştığı kimselerin çoğu belki tamamı bu adamları anlayamazlar. Konuşmalarına, endişelerine, düşüncelerine lâyık olan değeri veremezler.
Sonunda çekip giderler çalıştıkları yerden ve nihayet bu dünyadan. Arkada kayda değer ve saygıyla anılacak hizmetler bırakırlar. Belki daha iyisini yapabilirler, daha pek çok hizmeti ortaya koyabilirlerdi. Fakat gürültü ve patırtı içinde seslerini duymak mümkün olmamıştır. Bir gün gürültü dindiğinde ve gösteriş budalası tipler meydandan çekildiğinde geriye onların samimî hamleleri ve yaptıkları kalır. Bu her devirde böyle olmuştur.
Bazı adamları anlamak, tanımak, keşfetmek güçtür. Değerli olan, bir değerin farkına varabilir. Kendini hırs, kibir ve gösterişle değersiz kılanlar hangi kıymeti görüp teşhis edebilirler!
Özellikle değer krizlerinin ve bir ahlak buhranının ortaya çıktığı devirlerde samimî olanlar ortalıktan çekilirler. Kimseye bir şey ispat etme endişesi taşımadan kendi kozaları içinde yapabileceklerinin en iyisini yaparlar.
Bazı adamlar samimîdir. Meydanda görünmeyi pek istemezler. Fakat gösteriş budalası tipler yokluğa ne kadar mahkumsa onlar da var olmaya o denli meyillidirler. Çünkü hayat gerçek ve samimî insanı riyakârdan ayırt etmede eşsiz bir ustalığa sahiptir.