Zihnimdeki karmaşayı kovmak hoşuma gidiyor. Bana zarar veren her türden düşünce ve duygu hâlinden uzakta durmaya çalışıyorum. Çünkü bu hayatı mutluluk ve bir doyum hâlinde yaşamayı tercih ettim.
Elbette insanı üzen duyguları ve düşünceleri zihinden ve kalpten atmak öyle söylendiği kadar kolay bir iş değil. Bunun için önce bir niyet lazım. İnsan kendi içinde gönlünü yoran ve zihnini işgal eden türlü düşüncelerden arınmanın çarelerine baktığı zaman ona iç âleminden veya dışarıdan türlü cevaplar gelmeye başlar. Bu durum samimî olmanın bir karşılığıdır. Çünkü insan mânen yükselmek için yaratılmış bir varlıktır. Bir insanı yücelten en güzel şey, temiz niyet ve güzel düşünceleridir. Fakat bunun için insanın hayatının en azından bazı anlarında kalbini ve zihnini temizleyen bir meşguliyet içinde olması lazım.
Hayat asla boşluk kabul etmiyor. Biz onu kendimize ve çevremize en faydalı bir hâle getirmenin yollarını aramamanız gerekir. Hem bu bizi rahatsız eden duygu ve düşünce hâllerinden de uzaklaşmaya yarayan bir ilaç gibidir. Vakit müsaitse bir yürüyüş, bir mûsıkî parçası, okumak veya dua etmek insanı hiç ummadığı mutluluk hallerine geçirebilir. Tabii az önce söylediğimiz gibi en başta insanın duygularını ve düşüncelerini arındırmaya niyet etmesi gerekir.
Unuttuğumuz değerlerin en başında belki bu "arınma" niyeti gelir. Zihnen, kalben ve mânen arınmak en az bir beden temizliği, güzel giyinmek kadar önemlidir. Bugün duygu ve düşüncesi kirli insanlar hayattan bir mutluluk beklentisi içindeler. Olmuyor ve olmaz. İçine düştüğümüz şu boşluk hâli; sosyal medya, kalitesiz konuşmalar ve ilişkiler, kirli duygular ve düşüncelerle giderilmez. İnsan şu mevcut hâlinde kalmakta ısrar ederse sadece cehennemine yatırım yapmış olur. Halbuki hayat temiz duygular ve düşüncelerle yaşandığı vakit güzelliği ve derinliği hissedilen büyük bir nimettir. Bunu hissedebilmek içinse arınmak dediğimiz o hâlin hatırlanması ve yaşanması gerekir.