Olumlu ya da olumsuz birilerini eleştirebilirsiniz;
bu normaldir..
Ancak eleştiri sınırlarını zorlayarak işi hakarete,
saldırıya ve iftiraya götürürseniz bu anormaldir!.
Bizim yayın organlarımızda bazı Yunan siyasetçilere eleştiri olur, bizim siyasetçileri de eleştirirler, hatta daha da ağır olur,
üzülürüz ama olabilir..
Hatta “bu nasıl basın özgürlüğü?!”
dediğimiz eleştiriler bile olabilir..
Ama dediğim gibi hakaret, küfür,
basın özgürlüğü içinde değerlendirilmemelidir..
Eğer yapılan eleştiriyi basın özgürlüğü ile bağdaştırmıyorsanız hukuki olanın yapılması gerekir..
****
Yunanistan’ın sözüm ona Dimokratia gazetesi,
Toprakları üzerinde yaşamaktan gurur duyduğumuz,
her bir karış toprağı atalarımızın şehid kanlarıyla sulanmış bu cennet vatanımız,
Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Recep Tayyib Erdoğan’a küfretti!.
Dışişleri Bakanımız ile İletişim Başkanlığımız da gerekli girişimi yaptı..
Zaten Yunanistan'ın birçok konuda Türkiye ile olan birçok meselelerinde olumlu adım atamamasının sebebi de işte bu kamuoyunun duygusunu yansıtan basındır..
Ben bunu gördüm,
maalesef Yunan medyasının seviye bu..
Erdoğan'a hakaret eden başlığın üstünde de "Sultanın" şizofrenik taleplerine Yunanistan'ın nasıl cevap vermesi gerekirdi"
ifadelerine yer verildi..
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, söz konusu ifadeleri kınadığını açıklamıştı:
“Yunanistan’da ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü tamamen güvence altına alınmıştır. Bu gerçek, çoğunlukla yabancı liderler olmak üzere herhangi bir kişinin kişiliğine yönelik hakaretlerden kaçınma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Hakaret içeren ifadelerin kullanılması, ülkemizin siyasi kültürüne zarar verir ve ancak kınanabilir.”
****
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın tepkisi de oldu bu hakarete:
“Yunanistan'da sözde bir gazetenin Sn. Cumhurbaşkanımızı hedef alan ve ne ifade özgürlüğü ne de basın etiğiyle bağdaşmayan edepsizliği Doğu Akdeniz’de barış yerine savaşı, uzlaşma yerine kaosu hedefleyen çarpık zihniyetin bir yansıması, bölgedeki kışkırtmaların bir sonucudur..”
****
Türkiye'nin Oruç Reis ile ağustos ayının ikinci haftasından bu yana Doğu Akdeniz'de Yunanistan'ın hak iddia ettiği bölgelerde araştırma yapması Türkiye ile Yunanistan ve Güney Kıbrıs yönetimi arasında büyük gerginliğe neden olmuş, Türkiye'yi sert şekilde eleştiren Avrupa Birliği (AB) de Türkiye'ye yönelik yaptırım uygulama tehdidinde bulunmuştu..
Yani yine her zaman olduğu gibi köpek köpeği ısırmıyordu!..
****
Yaklaşık 10 yıl önce yayın
hayatına başlayan 'Dimokratia' aşırı sağcı ve Türk düşmanı bir gazete olarak biliniyor..
Aşırı sağcı 'Estia' ve magazin içerikli 'Espresso' gazeteleri ile birlikte "Filippakis Yayıncılık"a ait olan 'Dimokratia'nın tirajının 6-10 bin (pazar günleri) arasında olduğu tahmin ediliyor.
Bazı başka gazeteler gibi satışlarını açıklamayan 'Dimokratia',
tirajların açıklandığı iki yıl öncesine kadar ilk 5-6 Yunan gazetesi arasında yer alıyordu..
Bazen üçüncü sırada bile bulunuyordu..
Yazar kadrosu da gazetenin Türk düşmanı kimliğini doğruluyor.. Yunan İstihbarat Teşkilatı'nın Türkiye'de de görev yapan ajanı iken terörist Abdullah Öcalan'ın 1996'da Yunanistan'a getirilişinde ve sonra Kenya'ya kaçırılışında önemli rol oynayan Savvas Kalenderidis,
yazar kadrosunda..
Kenya'da Öcalan'ın koruması olan ve Türkçe bilen Kallenderidis,
daha sonraki yıllarda da terör örgütü PKK ile ilişkilerini sürdürdü..
Bir diğer yazar ise terörist Abdullah Öcalan'ın Yunan avukatlarından Failos Kranidiotis. Kranidiotis,
sosyal medya hesabında Dimokratia'nın manşeti için
"1974 sonrası en güzel ve en
doğru manşet..10 yıldır yazarı olduğum gazete ile iftihar ediyorum"
diye yazdı..
Dün rezil gazetenin sitesine girmek isteyenler
"Türkler burada. Siz neredesiniz" yazısı ile karşılaştı..
Hata veren sitenin hack'lendiği anlaşıldı..
****
“Bizim sorunumuz OSMANLI ile değil, Abdülhamid’le”
diyenler 623 yıllık Osmanlı Devletini yıktılar..
Şimdi de onların torunları:
“Bizim sorunumuz Türkiye ile değil,
Erdoğan’la”
diyorlar!..
Oyun aynı oyun!..
Oyunu oynayanlarla içimizdeki figüranları da aynı!..
Gazeteyi lanetle ve nefretle kınıyorum..