"Silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz" dedi PKK ve bundan anında rahatsız oldu malum kesim. Türkiye Yüzyılının en önemli tarihi; 11 Temmuz 2025’tir. PKK bugün lideri(!) Abdullah Öcalan'ın yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" kapsamında silah bırakmaya başladı... Malum kesim işsiz kalacağı için büyük rahatsızlık duysa da bu önemli tarih Süleymaniye ile birlikte anılacak.
Yapılan sembolik törenin ardından silah bırakma sürecinin birkaç ayda tamamlanması, Ankara, Erbil ve Bağdat yönetimlerinin koordinasyonunda silah bırakma noktaları oluşturulması ve örgütün silahlarını bu alanlara bırakması öngörülüyor. Silah bırakmanın başlaması sonrası neler olacak?
Süreç kapsamında bir Meclis Komisyonu kurulacak. Nitelikli çoğunlukla karar alması beklenen komisyonda üzerinde uzlaşılan metinler, yasama prosedürleri çerçevesinde Meclis Genel Kurulu'da görüşülecek. İnfaz Yasası'nda yapılacak değişiklikler de bu komisyonda şekillenecek.
Hey sen! Sana diyorum; bu durumdan sen niye rahatsız oldun?! Yoksa işsiz mi kaldın?!
En kestirme ifadeyle darbe, kurulu düzeni, meşru hükümeti veya yönetimi devirmeye çalışmaktır. İktidar hırsı ile meşruiyeti ortadan kaldırma arzusu her şeyden önce bir ahlaksızlık; ülkeye ve topluma karşı da bir ihanettir.
Maalesef son bir buçuk asırda ülkemiz pek çok darbelere sahne olmuştur. Darbeler tarihini ele alan yüzlerce kitap, binlerce makale hatta tezler yazılmış olsa da arkalarında hep karanlık bir taraf kalmıştır.
İşte darbelerle sürekli ayağımıza çelme takan malum kesim, silah bırakma olayına da karşı! Tarih bu hainleri “İSTEMEZÜK”çü olarak kaydetmiştir...
İlk Meclisimizin açılmasından günümüze, hafızalarımıza kazınmış, on beşe yakın darbe teşebbüsü veya sonuçlanmış darbe bulunmaktadır. Bazıları tartışmalı olsa da, özellikle başarıya ulaşmış darbelerin arkasından yaşanan gelişmeler, ülkenin daha fazla esarete sürüklenmesi ve özellikle ABD’deki bazı çevrelerin itirafları da bu gerçeği gün yüzüne çıkarmaktadır.
FETÖ terör örgütünün ayak izleri olan 17-25 Aralık hukuk darbesiyle başlayıp 15 Temmuz’da hepimizin yaşadığı terör ve işgal girişimi, son yüz elli yıldaki darbelerin hem tamamlayıcısı hem de toplamına eşit bir ihanettir. Ardından 251 şehit ve binlerce gazi bırakmış olan bu ihanet teşebbüsü hepimizin gözleri önünde ve şahitliğinde cereyan etmiştir.
Kırk yıl boyunca topluma karşı oynanan bir tiyatronun birden renk değiştirip sahnesini, oyuncusunu, seyircisini ve 15 Temmuz’da bütün Türkiye’yi hedef alan mutlak bir ihanettir.
15 Temmuz, ülkenin Cumhurbaşkanına, Başbakanına, Meclisine, Genelkurmay ve Milli İstihbarat başkanlıklarına, Emniyetine, biriktirdikleri 40 yıllık kin ve hileleri ile suikast düzenleyen bir ahlaksızlıktır.
15 Temmuz, kırk yıl toplumumuzun değerleri içinde kendini saklamış FETÖ terör örgütüne, onun destekçisi ve hamisi dış güçlere karşı milletimizin dik duruşu ve şahlanışıdır.
Türk milletinin bu tarifsiz direnişini görenler, son üç yılda Türkiye’yi ağır bir kuşatma ve baskı altına almışlardır. Ekonomisinin yıpratılması, savunmasının zayıflatılması ve en önemlisi 15 Temmuz dayanışma ruhunun yok edilmesi için bütün oklarını Türkiye’ye yöneltmişlerdir.
15 Temmuz, Türk tarihinin yeni bir dönüm noktasıdır. Komşuları, müttefikleri, stratejik ortakları, dost ve düşmanları ile yeniden hesaplaşmanın başlangıcıdır.
2016’da olduğu gibi, bugün de, 15 Temmuz ruhu etrafında kenetlenecek olan siyaset, asker, üniversite ve toplumun her katmanı, farklılıklarını muhafaza ederek yeni bir şahlanışı sağlayacak güce sahiptir.
Yeter ki, birbirimize adil olalım, birlikte olalım. Hayırlı günler diliyorum.
Yazar: Şaban Öztürk
Yayın Tarihi: 14 Temmuz 2025, Pazartesi










