Ben bugünden itibaren Arap İhânetinin(!) Gölgesindeki Filistin Davasını yazmaya çalışacağım.
Yazı dizime “En tehlikeli yalan, içine doğru karışmış yalandır“ ve “Murderer America-Murderer İsrael” sözüyle başlamak istiyorum. Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın başında olduğu Osmanlı ordusu şehri fethetmek üzere Viyana önlerine gelir. Şehrin düşmesi yakındır. Fakat buna rağmen durum yine de kritiktir. Çünkü Viyana Avrupa’nın kilidi olduğundan Hıristiyan dünyanın ondan vazgeçmeye niyeti yoktur. Bunu bilen Merzifonlu, Kırım Hanı Murat Giray’ı, Tuna Nehri’ni tutmakla görevlendirir. Çünkü şehre yardıma gelecek bir düşman kuvveti buradan geçmeye mecburdur. Nitekim Polonya Kralı Jan Sobieski ordusuyla birlikte yardıma koşar ama Tuna’dan geçerken uzaktan manzarayı seyreden Kırım Hanı, Merzifonlu’ya duyduğu kin ve öfkeden dolayı, o güne değin târihimizde görülmemiş bir ihânete imzâ attı. Düşman askerinin saf saf Tuna’nın güneyine geçişini kayıtsız seyreder. Kılını bile kıpırdatmaz. Sonuçta iki ateş arasında kalan Osmanlı ordusu büyük kayıplar vererek geri çekilir. Ve akabinde de târihimizin ilk toprak kaybıyla netîcelenen antlaşması olan Karlofça’yı imzaladık. Aradan asırlar geçer, bu sefer başka bir coğrafyada, Fahr-i Kâinâtın doğduğu topraklarda bir başka ihânetle karşılaşır Osmanlı. Bu defa olayların merkezinde Mekke Emiri Şerif Hüseyin vardır. Başına kendisinin geçeceği, sınırları Halep’ten Yemen’e uzanacak büyük bir Arap Krallığı kurma hayali içindeki Şerif Hüseyin, İngilizlerle işbirliği yapar. Sonuç ne Osmanlı’nın, ne de kendisinin hayrına olur. “Böl ve yönet” politikasından her zaman olduğu gibi İngilizler kazançlı çıkar. Yıkılan imparatorluğun geniş toprakları üzerinde farklı isimlerle birçok uydu devlet kurulurken büyük oyunun küçük aktörü Şerif Hüseyin, on beş yıl sonra umduğunu bulamamış ve Amman’da son nefesini verir. Mes’elenin burada kapanması gerekir, öyle değil mi? Ama öyle olmaz. Zîrâ ihânetin gölgesi kendinden daha uzundur ve o yüzden de günümüze kadar gelir. Hayırlı cumalar diliyorum.
20 EKİM 2023 CUMA