Bugün yine çok duygulandım. Biraz eskilere gittim. O masumiyet ve temizlik yüklü çağlarımızı hatırladım. Dünyanın kiriyle dolan kalpler ve zihinlerimiz yüzünden o zamanki fasılları hasretle hatırladım.
Sanırım biraz da içimdeki o derin gurbeti duydum. Kendini hissettirmek için hep başka hâller arar kendine. Hüzün, keder, ayrılık onun var olduğunu hissettirmesi için sadece birer bahanedir.
İnsanın bir yönüyle yokluğa dönük yaşadığını duyması kadar derin bir hâl bilmiyorum. Varlığa tutunmak trajikomik bir durum. Halbuki yokluğu idrak ederek yaşıyoruz. Veyahut yokluğumuzu duymak için…
Zamanın hızıyla beraber varlık da bir yana savruluyor. İnsan da savruluyor. Bu kadar keşmekeşin içerisinde bir yana durup hâli ve keyfiyeti izleyene ne mutlu!