Şu dünya hayatı bir oyundan ibaretse onda her bilinç seviyesine uygun bir oyuncak muhakkak bulunur.
Dünyaya aşırı düşkünlük yaşı, makamı ve unvanı ne olursa kişinin olgunlaşmadığını gösterir.
Makamı, şöhreti ve parayı tek ölçü olarak kabul edenler de büyüyemeyen insanlardır. Bunlarla oturup ciddî şeyler konuşamazsınız.
Dünya hayatı bir oyun ve eğlence mekânı olduğunu durmaksızın gösteren ve bunu dâima sürdüren bir özellik arz eder. Onda oyun da, oynayan da, kendisiyle oynanan da hiç eksik olmaz.
Dünya bu yönüyle sıkıcıdır. Onun oyuncaklarından sıkılmayacak bir gönül ehli yoktur. Burada huzurla yaşamak ancak denge, samimiyet ve muhabbetle mümkündür.
Herkes bir gün bu oyun alanını bir başkasına bırakıp gidiyor. Uğrunda nice insanın telef olduğu şöhretler yele gidiyor, varlık bir başkasına geçiyor. Şaka gibi diyeceğim ama zaten dünya hayatı bir yönüyle şakadan başka nedir ki! Fakat sonuçları ve hesap yönü itibariyle burası oldukça ciddidir. Bu da göz ardı edilmemelidir.
Yok olup giden bunca şey insanla anlam kazanır. Dünyanın maddi manevî bütün değerleri insanla ve insan için zuhur alanına çıkar. Dünyanın oyunculuklarını ebedî ve gerçekmiş gibi gösteren de insanın bunlara yüklediği anlamlardır. Aşırı anlam yüklemedikten sonra dünya hayatı insan için bir gelişim okuludur.
Sonuçta bu dünyanın bir hakikati var. Hikmetin peşinde olanlar onun hep bir yönünü ifade etmişler. Fakat bu âlemin gerçeğini bilenler onu ya gizlemişler ya da hakikati örtüp de söylemişler.