İnsanın yaşadığı her şey büyük bir planın parçasından ibarettir. Bazen hayata sert dokunuşlarımız olur. Kırılmaz bir kabuk gibi kadere temas ederiz. Ne yaparsak yapalım gidişatı değiştiremeyiz. İşte orası her şeyin bir plandan ibaret olduğunu derinden hissettiğimiz bir yerdir.
Duygular, düşünceler bir denge hâline kavuşuncaya kadar insan türlü güçlüklerle savaşıyor. Kendi kendini inşa ediyor. Yaşamak kendi kendimizi de yapmamız demektir. Genelde dert dediğimiz şeyler bizi yıkmak, sarsmak için gelir. Sonrasında yeniden yapılmak durumundayız. Duygusal hâllerimiz değişkendir ve belki dünya bizde bir denge hâlinin ortaya çıkması için var edilmiştir.
Artık dışarıdaki dünyanın pek keyif vermediğinin herkes gibi ben de az veya çok farkındayım. Anlamsızlık duygusu içimizde hızla yayılıyor. Bunun da planın bir parçası olduğunu düşünüyorum. Erdemlerin, insanı insan kılan güzelliklerin yavaş yavaş ve sistemli bir şekilde yok edildiği bir dünya burası. Sanki dünya kabuk değiştiriyor.
Her şey planın bir parçası. Hiçbir müdahalenin, sözün, yapılan güzel şeylerin bir işe yaramadığını düşündüğümüz zaman özümüze çekilmek gibisi yoktur. Gözü daima dışarıda olanlar, kurtarıcıyı dışarıda arayanlar bilmeden planın bir parçası olmaya devam ediyor. Özüne çekilen, hayatı içinden izleyenler ise ondan giderek sıyrılmayı başarıyorlar. Çünkü insanın iç âlemi bu planın sebebini ve hikmetini çözebileceği yegâne yerdir.