Mutlu bir insan bulup onu saatlerce seyretmek istiyorum. Hayatımın o yanı biraz eksik kaldığı için mi? Belki öyle. Fakat bir sevince susamış, acıkmışım gibi hissediyorum kendimi. Bu yüzden hiç sıkılmadan mutlu bir insanın gönül açan hâllerini uzun uzun seyredebilirim.
İnsan, zaman zaman bir mutluluğu içten içe özlediğini fark ediyor. Basit şeylerden gelen bir sevinç hissi gönlü besliyor. Hayatta alınan yaralar yüzünden bir yanımız hep kanadıkça aslında güç kaybediyoruz. Hüzün, üzüntü, keyifsizlik yaşama enerjimizi daima alıp götürüyor bizden. Halbuki güzellik, sevinç, mutluluk, bir şeyle meşgul olmak bizi manevi yönden daima besler.
Kederli, hüzünlü insanlar göre göre gönül yorgunluğu yaşamaya başlıyoruz. Bu bize insanlığın hüznünün de sevincinin de ortak olduğunu söylüyor bir yerde. Bu yüzden sevincimizle, huzurumuzla, güzel sözlerle insanlığı beslemek gibi bir vazifemiz de var.
Mutluluk için basit sebepleri, gülümsemeyi, hâl hatır sormayı birbirimizden esirgememeliyiz. Mutlu insanlardan oluşan bir topluluğu böyle kurabiliriz.
Mutlu insanlar hayata dâir ümidimizi canlı tutar. Bu hayatı huzurlu ve samimi bir derinlikte yaşamak için hiçbir sevinç vesilesini küçük görmemek gerekir. Hayat, gönlü besleyen sevinçlerle ve mutlulukla yaşanır. Öbür türlüsü bıkkınlık ve sonunda yıkım demektir.
Artık hayatımızda mutlu insanlar çoğalsın. Yaşamak ve sevinmek için daima ve gönül dolusu sebeplerimiz olsun.