İnsan hayatın içersinde imtihan olarak değerlendirilebileceği kişilerle karşılaşır. Bunları hayatın seyri içerisinde normal insan davranışlarına çekebilmek oldukça zordur. En iyisi yakalarını bırakmak ve hayatımızdan çekip gitmelerini beklemektir.
Bunların değişmesini beklemek de beyhudedir. Dünya, esasında bir okul olduğu için bu tür kimselerin eksik olmasını beklemek de boşunadır. Bunların görevi veya görevleri vardır. En temel vazifeleri insanın kendi içinde derinleşmesi için dışarıda dâima huzursuzluk çıkarmalarıdır.
Böylesi tipler size hayatı zehir etmek için ellerinden geleni yapabilirler. Hayattaki en büyük çile kadın veya erkek fark etmez bunlarla evlenmiş olmaktır.
Kişilik bozuklukları yüzünden bunların çoğuna söz anlatamazsınız. Hayatlarına kuruntu, vehim ve kibir hakimdir. Kendi cehennemlerinde yaşarlar. Başkalarına hayatı zehir ettikleri gibi kendi hayatlarını da zehir ederler. İnsanî duygular yerine hayvanî zaafiyetler bunlara daha belirgindir.
Bunların hayatlarının bir hüsrandan ibaret olduğu ömürlerinin sonlarında ortaya çıkar. Fakat o zamana kadar gönüllerde ve hayatlarda meydana getirdikleri yıkım akıllara zarardır.
Bu tipten kimselerle karşılaşmasam bu satırları belki yazmazdım bile. Fakat bunlarla karşılaştım. Keşke bunları tanımasaydım, demeyeceğim. Çünkü bu tipler sayesinde içimin derinliği ve bu hayatta yapmam gereken şeylerle tanıştım. Haklarında konuşup var olan enerjimi tüketmeyi asla tercih etmek istemedim. Ya zaruret eseri olarak ya da kendi isteğimle bunlardan uzaklaştım. En doğrusunun da bu olduğunu inandım.