Birisi, içinde bulunduğum mekânda mevcut manzarayı bir kağıt gibi yırtıp oradan başını uzatsa ve "Haydi artık bu kadar oyun yeter, gel!" dese şaşırmayacağım.
Her şey bir oyun, karmaşık bir düzen hâlinde önümüzde duruyor gibi. Birçok şeyde sıkıcı bir samimiyetsizlik var. Olaylar, durumlar ve insanlar vazifesini yapıp hızla çekiliyor hayatımızdan.
Üstelik hayata dâima bir müdahale var gibi. Eğitimde, siyasette, sosyal medyada var olan mevcut samimiyetsizlik ve hayata aşırı müdahele yüzünden insan çoğu zaman kendine bir çıkış yolu arıyor.
Bence dünyanın bir yüzü demek olan oyun ve eğlence kısmı kendini çok belli etti bize. Zaman hızlandıkça her şeyin olduğu gibi dünyanın gerçeğiyle de yüz yüze geliyoruz.
Dünya, bu satırların sahibine sırlarını açmış değil. Herkes gibi ben de onu anlamaya çalışıyor ve yaşananları bir yoruma tâbi tutuyorum. Fakat samimiyetin yanında samimiyetsizliğin, muhabbetin yanında muhabbetsizliğin, bilginin yanında bilgisizliğin şaha kalktığı bir zamanda yaşananlara bir anlam veremiyorsak aslında perdenin arkasında çok şeyler oluyor demektir.
Dünya, bir bilgisayara yüklenmiş ve sürekli oynanıp duran bir oyun kadar hızlı artık. Bu oyunun sonunu hep birlikte göreceğimiz zamanların yakın olduğunu sanıyorum.