Sayın Özgür Özel’in İngiliz İşçi Partisi’nin tepkisizliğine kırgınlığını ifadesi tam bir Tanzimat aydını sendromudur.!
Batıyı kendileri için şaşmaz ölçü kabul eden, onlardan gelen her cümleyi dünyayı yerinden oynatabilmeleri için büyük bir güç olarak gören, ama bir türlü ne onlar gibi olabilen ne kendileri kalabilen bir şaşkınlar güruhudur Tanzimat aydını sendromu yaşayanlar..Müstemleke aydını sendromu yani.!
Şanlı Osmanlı Devletimizin 19. yüzyılda yaşadığı modernleşme sürecinde ortaya çıkan aydın tipinin yaşadığı kimlik bunalımını ve ruh halini anlatır bu sendrom.. Batı'ya hayranlık ve yaslanma ile kendi geleneksel değerleri arasında sıkışıp kalan Tanzimat dönemi aydınlarının yaşadığı kırılmaları, çelişkileri ifade eder. Batı hayranlığı ve taklitçilik ön plandadır. Lakin Muasır Medeniyetler Seviyesi hep sözde kalmıştır!.
Batılılaşma onlar açısından şekil ve kıyafetten ibaret kalmıştır.!
Kimlik bunalımından kurtulamadılar bir türlü. Aziz milletimizin geleneksel toplum yapısıni idrakten uzak Batıya hayran ama oralı değil, biçare olmuştur..Halktan kopuk, halkına yabancı.!
Batılı eğitim almış Tanzimat aydınları genellikle halktan uzak tepeden bakan çukurdakilerdir..Halkın anladığı dilden konuşamayan, halkı anlamaya uğraşmayan zavallılardır..Batı’daki özgürlük, eşitlik ve demokrasi ideallerine duyulan romantik ama içeriksiz bir hayranlık lakin kendi toplumuna dayatmacı ve despotturlar..Devletçi olduklarını söylerler, devlet nedir bilmezler.. Devletin temellerine dinamit koyan teröristlerle işbirliği yapmaktan zerre kadar çekinmezler.!
Reformisttirler ama reformlar kendilerine dokunana kadar..Bu sendrom, günümüzde de kendisini aydın olarak tanımlayan bir kesimde fazlasıyla görülmektedir. Bunlar için doğru sadece kendileridir. Öyle ki, yanlışları bile doğrudur. Kimse sorgulayamaz, hesap soramaz.!
Ayrıca başkalarında kınadıkları ne varsa bunlar sırf bulundukları mahalle dolayısıyla bunları yapmaya doğrudan hak sahibidir. İdeolojilerine din hüviyetinde bağlı, dayatmacı, despotik, tahammülsüz, bağnaz ama nasıl oluyorsa kendilerini tanımlarken ‘demokrat’, ‘adil’, ‘dürüst’, ‘insancıl’ olurlar..Her inanca saygılıdırlar ama kendi toplumlarının, milletlerinin inancına değil..Her ırka, etnisiteye saygılıdırlar ama kendi milletlerine değil.! İmamoğlu olayı ile gördük ki, bağnazlık ve ideolojik körlük başkalarına yönelttikleri tüm iddialı söylemlerini, sorgulamalarını sözkonusu kendileri olunca rafa kaldırıyorlar…
Elbette sözümüz sadece siyesetle iştigal eden, CHP mahallesine dükkan açanlarla sınırlı değil..Bu dükkanlara sık girip çıkanlar, bu mahallede dolaşanlar, buralardan beslenenlerde de nüksediyor..
Kendilerine sanatçı diyen, modern, batılı olduğunu iddia eden ve İmamoğlu vakası ile birlikte konuyu yolsuzluk yozlaşma bağlamından koparmak için vaveyla koparan bir başka güruh daha var.! Onlar da benzer şekilde bir feveran içindeler..
Hayırlı günler diliyorum.
07 NİSAN 2025 PAZARTESİ