15 asır öncesinin cahil insanları Kur’an okuyarak zihinsel bir inkılap yaşadılar ve âlim oldular. Okudukları üzerine düşünmeye, ayetleri yorumlamaya ve yaşamaya başladılar. Müslümanlar öğrendiklerini bilmeyenlere anlatmaya ve öğretmeye başladılar. Böylece toplum, bütünüyle değişmeye başladı. İlim öğrenmek, Allah rızasını kazanmanın en önemli vasıtasıdır çünkü Kur’an, “Kulları arasında Allah’tan hakkıyla ancak âlimler korkar” buyurur, Fatır suresinin 28. ayetinde. Öfke, kin, nefret ve düşmanlık öldü; şefkat, merhamet, dostluk ve kardeşlik dirildi. İnananlar çoğaldıkça kaba kuvvet yerini adalete terk etti. Kargaşa, kavga ve yağmacılık yerini barışa, huzura ve yardımlaşmaya bıraktı. Sadece dünya için çalışma düşüncesi sona erdi. Ebedi saadeti kazanmak için yaşama ideali zihinlerde yeşerdi. İslam dünya ve ahiret mutluluğunun anahtarı oldu. “Himmet yönüyle insanların en yücesi hem dünya hem de ahiret işine himmet gösteren mümindir” buyuran Peygamberimiz (sav) dünya ve ahiret dengesini kurmayı tavsiye etti. Tembellik ve miskinlik çağı kapandı, dünya ve ahiret saadetini kazanmak için çalışma devri başladı. Elinin emeğiyle geçinmek en büyük erdem kabul
edildi. Gönüller Sultanı (sav) el emeği ve alın terini şöyle övdü: “Kişi elinin emeğiyle kazandığından daha temiz bir kazanç elde etmemiştir. Kişinin nefsine, ailesine, çocuğuna ve hizmetçisine harcadığı sadakadır.” Faiz, hile, aldatma dönemi kapandı; helal kazanç, sadaka ve zekât devri başladı. Yoksulluğun yerini zenginlik aldı. Servet, kuvvet ve güç ile üstünlük devri kapandı; tevazu, merhamet, takva devri başladı. Zina, tecavüz, hayâsızlık dönemi bitti; iffet ve hayâ toplum hayatında hayat buldu. Kötü âdet, düşünce, gelenek ve alışkanlıklar terk edildi. Onların yerini iyi âdetler, iyi düşünceler, iyi gelenekler, iyi
alışkanlıklar aldı. İnsanı ve toplumu değiştirmek, kötü ahlakı kaldırıp yerine güzel ahlakı yerleştirmek büyük emek, çaba ve gayret ister. Eğitimde inkılap ancak böyle olabilir. Hayırlı cumalar diliyorum. SOLİNGEN