Sevmesem de Churchill der ki:“Başarı nihai değildir. Başarısızlık ölümcül değildir. Önemli olan, devam etme cesaretini göstermektir.” Milletler tarihlerinden ders alır.! Peki ya tarih yanlış yazılmışsa? Veya kasten yanlış yazılmış ve sizi belli bir kafaya göre formatlamak için olanları farklı bir şekilde anlatmışlarsa?! O zaman bunu fark edenler henüz gaflet içinde olan uyanmamışlara hakikatleri anlatmak zorundadır.! Bunu derken de bugünkü dünyaya uyanmanıza yardımcı olmaktır amacımız..Bu durumda ihtiyacımız olan şey, fikirdir.! Rahmetli dedem düşünemeyen ya da normal bir konuda da olsa düşüncesini beyan etmeyen birine fikirsiz derdi.! Fikirdir dünyanın ve tarihin motoru. Fikir olmazsa tarih çöker. Peki, bizim bir fikrimiz var mı? Bir haritamız olmadığı gibi bir fikrimiz de yok.! Kafamız çorba gibi. Geçmişi reddetmiş bir kültür diriliş ve yenilenme damarlarını kendi eliyle kurutmuş demektir. Elbette ki milletlerin de başarılı ve başarısız oldukları zamanlar vardır. Ne bir başarı ebeddir ne de bir başarısızlık bizi mahveder. Yani dirilmeyi bilen, teslim olmayan ve gerçekten fethedilmek yani esir edilmek için kıvranmayan milletler enkazın altından er veya geç kalkmayı bilecektir. Türkiye 12 Temmuz günü itibariyle yeni bir sürecin içerisine girdi. 100 yıllık bir parantez kapanıyor anladığımız kadarıyla. Bu parantez yalnız Kürt Meselesinin çözülmesi için değil, Türkiye’nin ayağındaki prangalardan kurtulması için de önemlidir. Bu prangalardan birisiydi Kürt Meselesi. Ama tek değil. Başkaları da var. Türkiye; bu paradigmalardan kurtulmadan mesafe alamaz, önü açılamaz, Yeni ve Büyük Türkiye’nin adımlarını atamaz. Anayasanın değiştirilerek darbe ayıbından kurtarılmasından tutun da milli ve dini reflekslerimizi sokakta felç eden kılık kıyafetimize varana kadar iyi bir revizyona ihtiyacımız var bizim..Kürtçe yasaklandı. Bir anne, oğluyla hapishanede görüş günü Türkçe bilmediği için konuşamadı. Yüz yüze bakıp döndüler ve konuşmaya yeltendiklerinde tekme tokat dövüldüler. İşte elli senedir iliğimizi emen baş belası PKK bu adaletsizlikleri istismar ederek halka hoş göründü.! Teröristin evini basıp zorla aldığı buğdayı yüzünden asker tarafından cezalandırılmış nice güzel evler ve köyler vardı.! Bunlar yaşandı..Bir zamanlar ”Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi! Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi! Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın. Galib et; çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” şiirini okumak bile suçtu.! Aman Allah’ım bu ne aymazlık?!.Milletler hatalarından ders alıp öğrenir demiştik. Herkes barış üzerinde uzlaştığına göre artık eski defterleri karıştırmanın alemi yok. Bundan sonra önümüze bakacağız ve barışın güzelliklerini ve nimetlerini tatmaya koyulacağız. 12 Temmuz Malazgirt ruhu, Kudüs ittifakı, İstiklal savaşının nüvesi yeniden şekillenmeye başladı..Büyük Türkiye’nin yani Türkiye Yüzyılınım şafağı sökmeye başladı!. O şafağı o kadar çok özlemiştik ki. Fecr-i kâzibe döndürmeye yelteneceklere fırsat vermeyeceğiz.
Hayırlı günler diliyorum.
21 TEMMUZ 2025 PAZARTESİ










