Büyük devletlerin elindeki kanı büyük okyanus temizleyemez. Küçüklerin de günahı az değildir ama bizde yediğin yanına kâr kalır genellikle. Yediğin içtiğin senin olsun da beytülmalden çaldıklarını yerine koy bakalım Sebastian. Milli güvenlik sorunu haline gelen o kadar çok şeyimiz var ki.! Kan sorun değil, yalan sorun değil, kapkaç da sorun değil. Dünyanın en büyük yalanları uluslararası olanları. Hani İsrail, Mısır, Kıbrıs Rum kanadı enerji işbirliğindeydi ki Türkiye çepeçevre kuşatılsın.!
Hani okulda Arapça derslerinde verilen o meşhur örnek cümle vardır; “Darabe Zeyd’un Amr’un.!” “Zeyd Amr’ı dövdü!”. Oyun hep başka. Ne çıbanbaşı Haremi Şerife ve kalan bir avuç Filistin toprağına tecavüzden vazgeçti ne büyüttüğü nefret azaldı. Filistin askısı, Filistine inen kırbaç gâvurlar kadar Müslüman ülke yönetimlerinin de işine geliyor.! Mekke müşrikleri de İsrail’in ve ardındaki dünya egemenlerinin bugün Gazze’ye ve Filistin’e uyguladığı bu boykotu yapmışlardı. Hem de Hz Peygambere. Bu boykot, işte o boykot.! Öyleyse hatırlayalım “La tahzen” dendiğini. Hiçbir tünel ebedi değildir. İslamcılığın Ekmeği Küçülünce Milliyetçilik yayılıyor dünyada: “Gerçeklikte Gemiler Terk Ediyor Fareleri”.!Deri değiştirenler, gidenler, kaçanlar bilirler ki gittiklerinde kimse onlara nereye gidiyorsun demeyecektir. Gelenlere de buralarda büyük büyük konuşuyorsun ama söyle bakalım kimsin kimlerdensin, kimin ekmeğini yer, kimin türküsünü söylersin denmez. Tanrı misafiri baş tacıdır burada. Onlar yine bilirler ki gittikleri için burada asla kınanmayacaklardır. Gitti kurtuldu diyen bile vardır. Burada aldıkları payelerin geri alınmayacağını, nişanların, rütbelerin sökülmeyeceğini de bilirler. Dahası “topukları üstüne” gerisingeri dönecek olurlarsa mahallenin yeni kanaat önderleri olacaklarını, saygı göreceklerini de bilirler. Zira bu mahallede iltifat ağyaradır. Yani giden dönse de dönmese de mahalle onun için elde bir, çantada kekliktir. Öncesi bir yana, son 50 senede Müslüman mahallesinde meşruiyet kazandıktan ve palazlandıktan sonra başka semtlere taşınanların sayısı hayli yüklü bir yekûn tutuyor. Sonra başkaları da başa taç iken mahalleyi taşlamaya, camı pencereyi indirmeye, İslamcılığının diyetini istemeye başladı. Bu insanlar içine kapalı mahalle sakinlerinin yerleşik edebine güvenerek her sınırı çiğnemeyi kendilerine hak gördüler. Daha misafirlikleri dolmadığı için gördükleri itibarı kendi seçilmişliklerine yorarak evinde ev sahibini horlayacak kadar yağdılar gürlediler. Mahalleden kimse ses etmiyor diye cüretleri cesaretleri arttıkça arttı.
Hayırlı cumalar diliyorum.
04 NİSAN 2025 CUMA