“Bize yönelik suçlamalar bunlar, buyrun belgelerini şeffaf biçimde inceleyelim” demek yerine “bunlar siyasi operasyonlardır, haydi sokağa” yaklaşımını ortaya koyarak devlet aygıtlarının doğru biçimde çalışması engellenmek isteniyor. Ekrem İmamoğlu, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ilan edilirse, yönettiği belediyede de alenen bir yolsuzluk tespit edilirse hukukun gereğini yapmaması mı bekleniyor?Yapılan ciddi yolsuzluk ve usulsüzlüklerden endişe edildiği için panikle bu yolla kendisine bir koruma kalkanı oluşturmak mı amaçlanıyor?İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek’i aylardır ağızlarından düşürmüyorlar..Bunların hepsi gelecekte olacaklarını tahmin ettikleri, yakalanmaktan korktukları gelişmelerin oluşturduğu bir psikolojinin sonuçlarıdır. Ne yapsın Akın Gürlek, yolsuzluklara göz mü yumsun? Terörle iltisak ve terörün finansmanı konularında ‘aman sende’ mi desin? Hukuk devletinin gereklerini yerine getirmesin mi? Geçin bunları..Akın Gürlek, işini yapan, cesur ve vatansever bir yargı mensubudur. Son olarak Ekrem İmamoğlu’nun, Akın Gürlek’e yönelik ifadeleri bir arayışta olduğunu ispatlıyor. İmamoğlu; “Bak başsavcı sana söylüyorum. Sana hiçbir faydamız olmaz senin zihnin çürümüş de. Biz var ya senin evlatlarını bile muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız” dedi. Üslubun çirkinliğine ve basİTliğine bak.! Ben bütün bu gelişmelerin hepsini üst üste koyduğumda ortaya çıkmasından endişe duyulan; “yolsuzluklara, hırsızlıklara, usulsüzlüklere” örtü aranıyor. Başsavcı Gürlek, Türkiye’yi katliamcı olmakla suçlayan ve Ermeni soykırımı propagandası yapmasıyla bilinen Canan Kaftancıoğlu, 6-7 Ekim olaylarının sorumlusu olarak anılan Selahattin Demirtaş ve DHKP-C adına faaliyet yürüten 22 avukat hakkında soruşturmalar başlatan bir hukukçu olarak dikkat çekti. Ayrıca, ‘MİT Tırları’ davası kapsamında ‘casusluk’ suçlamasıyla yargılanan Enis Berberoğlu için Anayasa Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararını onaylamaması da hafızalarda yer eden bir başka önemli kararı oldu. Aslında bunları yazmak benim tarzım da değil; gel gelelim sözkonusu vatan ise, vatanın bütünlüğü, milletin birlik ve beraberliği ise gerisi teferruat benim için. Ahmak davasında bir siyasi yasak gelse neredeyse sevinçten oynayacak..Zaten diploması konusunda da ciddi stres altında olan Ekrem İmamoğlu, aradığı can suyunu adeta bulmuş olacak. Umarım kendisine bu noktada siyasi bir yasak gelmez. O yanıp tutuştuğu adaylığını ilan eder ve boyunun ölçüsü ‘tam olarak neyse’ o kadarını alır. Bu sayede hukuk lehine işleyince “yaşasın adalet”, aleyhte bir karar çıkınca “siyasi operasyon” bakış açısının değişmesine de belki bir yol açılır..İstanbul’daki devasa sorunları çözmekten aciz, halkın yoğun kar yağdığı günlerde metrolarda mahsur kaldığında İngiliz diplomatla balıkçıda üç saat boyunca rakı içen, sokakta herkese el atan, karısına dokundu diye müdahale etmek isteyen kocasını meddahlarına engellettiren İstanbul’un yarısının tapusunu Canan Kaftancıoğlu ve eski genel sekreterle birlikte elinde tutan bu sıradan vatandaşın elinde
Devletimi oyuncak etmeyin ne olur.!
Hayırlı cumalar diliyorum.
31 OCAK 2025 CUMA