İnsanlar hayatı yaşamayı erteliyorlar. Bu yüzden "sıkıldım" kelimesini ne çok duyuyoruz!
Sıkılmak ruhun insana bir ikazıdır. "Hadi ne duruyorsun, bir şeyler yapalım!" demesidir.
Sıkılmanın önüne ancak anlamlı bir şekilde yaşanan hayatla geçebiliriz.
İnsan bu hayata tecrübe için gelir. Neyle meşgul olmaktan hoşlanıyorsa esasında insan, o iş için yaratılmıştır ve herkes meşrebine göre bir kabiliyetle donanmıştır. İnsan çalışmalı ve hayata anlamlı bir katkıda bulunmalıdır.
Çalışmak ruhun yolculuğu ve insanın yükselişi için elzemdir.
Hiçbir şey yapmamak gide gide tüketir insanı. Tembellik ve sonrasında gelen sıkılma duygusu insanlığın önemli bir meselesidir.
İnsan ve toplum çalışarak yükselir. İnsan bütün maneviyatı ve mecvut varlığıyla çalışmak için yaratılmıştır. Aksini savunmak mümkün bile değildir.
Eğitim sistemleri, hayat şartları insanı tembelliğe, çalışmamaya sevk edebilir. Fakat buradan insana bir şey çıkmaz. Çünkü ruh, o sıkılma duygusuyla durmaksızın bizi harekete mecbur etmektedir.
Sıkılma duygusunu ciddiye almak gerekir. Bu durum insanlık için önemli bir meseleye işaret etmektedir. Bu çağın insanı bol bol sıkıldığına göre hayatımızda gözden geçirilmesi gereken birçok şey var demektir.