İki şey hep kafama takılır. Birincisi; Dini bir cemaata mensup kadın, akşam iş dönüşü, kocası ile bir araya gelince, ara ara, "benim günahlarım çok ağır" diye ağlıyordu. Kocası; "neden böyle düşünüyorsun? belki biz senin eteğine tutunarak kendimizi kurtaracağız" diyerek teselli ediyordu. Bu kadını kocası dostu ile suç üstü yapmış ve zina sebebiyle boşamıştı. İkincisi; Bir kamyon unu dolandırıcıya kaptıran, un fabrikası sahibine, "nasıl böyle bir gaflete düşersin?" denildiğinde; "Adam, arabasından aldığı seccadesi ile, nerede namazın vakti girmişse orada, namazını kılıyordu." demişti. Akşam evine gelen adam; evde tek başına yaşayan eşini ağlar halde gördü ve ağlamasının sebebini sordu?Kadın: "Evimizin önündeki ağaca konan kuşlar beni türbansız görüyorlar ve işlediğim günah için ağlıyorum." dedi. Adam, kökünden söktü. Bir gün eve erken geldi ve hayatının sürpriziyle karşılaştı; karısı aşığının koynundaydı.! Adam kahrından başka bir şehre yerleşti..Orada da Kraliyet hazinesi çalınmış ve fail bulunamamıştı. Kral; sarayının önüne halkı toplamış ve fail bulununcaya kadar herkesin sarayın önünde kalmasını
emretmişti. Kalabalıkta adamın ilgisini; ayak parmakları üzerinde yürüyen biri çekti.! Adam: “Allah'ım hırsızı buldum beni krala götürün, diye çığlık attı. Adamı krala götürdüler. Krala, hazineyi çalan hırsızın, kraliyetin din adamı olduğunu söyledi. O değilse benim başımı kesin..!" dedi. Kraliyetin din adamını getirdiler; kısa bir sorgudan sonra, karınca ezmemek için parmakları üzerinde yürüyen din adamı hazineyi çaldığını itiraf etti. Ama! kralın kafasında bir soru vardı..Kral o adama; "din adamının hazineyi çaldığını nereden bildin?" diye sordu.. Yaşadığı o korkunç olayı anlatan adam şöyle söyledi: "Ey kral hazretleri! Sevap kazanmak iddiasıyla davranışlarında Allah korkusunu abartanlar, abartılarını başka suçlarını örtmek için yaparlar..!" "Al kaşağıyı gir ahıra, Yarası olan gocunsun." Sözüm meclisten dışarı. Kim neden çok söz ediyorsa yarası vardır!
Hayırlı günler diliyorum.
10 HAZİRAN 2024 PAZARTESİ