İslam coğrafyasının neden böyle olduğunu hep düşünmüşümdür!
Cumhurbaşkanının, yaklaşmakta olan tehlikeyi milletine haber vermesi hata mıdır?
Anlaşılır iş değil! Eleştiriler, bir hedef saptırmadır ve kurnazca tehlikenin üzerini örtmektir. Abdülhamit’ten bu yana hiçbir devlet adamımız bugünkü cumhurbaşkanımız kadar aralıksız olarak icranın başında bulunmadı. Eğer bir şey söylüyorsa, vardır bir bildiği. Daha dün Irak’ta yaşananlar, 32 ilâ 36. paralel arasında kalan sahanın uçuşa yasak bölge ilân edilmesi, Kaddafi’nin öldürülmesi, Mursi’nin devrilmesi, PKK, YPG ve türevlerinin ABD’nin öncülüğünde üzerimize çullanması ve Suriye’nin kaosa teslim edilmesiyle birlikte milyonların mülteci durumuna düşürülmesi ve takip eden daha bir yığın gelişme o resmi netleştirdi. Gazze’de yaşanan katliam ve Lübnan’da olanlar artık hedefin biz olduğunu ve büyük hesaplaşmanın er ya da geç bizimle olacağını gösteriyor. Merhum Necmettin Erbakan yıllar öncesinden bu hakikati hiç yüksünmeden her platformda ifade etti. Kendisiyle dalga geçilmesine, sürekli aşağılanıp hor görülmesine rağmen bu konuda taviz vermedi ve de asla geri adım atmadı. Dedi ki; “Eğer bir gün mesele Suriye olursa bilin ki hedef Türkiye’dir. Bu söylediklerimi bir gün anlayacaksınız.” Kralın çıplak olduğunu söylemesek de kral çıplaktır. İşte bizler bugün, öylesine bir kıyametin ortasındayız. Son yirmi iki yılda atılan adımlar bugün meyvesini veriyor. Savunma sanayinde yaptığımız dev atılımlar sayesinde çıkacak bir savaşa karşı askerî açıdan hazırlıklıyız. Ama önemli olan zihnen de hazırlıklı olmaktır. Temenni etmesek de bir gün onunla yüzleşebiliriz. Mescid-i Aksâ’nın yıkılarak yerine tapınağın inşâ edileceği fikrini aşılayan bir zihniyetinse Nil ile Fırat arasının kendisine vaat edildiği iddiasından uzak olduğunu düşünmek yalnızca ham bir hayaldir. Basit gibi görünse de cumhurbaşkanının açıklamalarını bu çerçevede okumak lazım ve muhtemel tehlikelere karşı devlet ve millet olarak hazırlık yapmalıyız.
Hayırlı cumalar diliyorum.
22 KASIM 2024 CUMA
Devlet zengini korumak yerine ülkenin tabiatını, ve genel olarak halkı koruma düzenini yakalar, fakirliği de zenginliği de paylaşmak düsturunu yani gelir adaletini sağlarsa, piyasalarda sürekli kaos oluşturup zamlardan vs. nemalanan doyumsuz aç kurtlara otoritesini gösterirse bu halk mesele Vatan, Millet, Devlet olduğunda en sevdikleriyle birlikte canını da malını da feda eder. Yeter ki Devlet baba samimiyetle milletini kucaklasın.