Fetihlerle, batı topraklarına asırlarca şeref, huzur ve barışı götürdük. Yeri geldi Hristiyanlara “Kardinal külahı görmektense Müslüman sarığını görmeyi yeğleriz” dedirttirdik. Yeri geldi çağ açıp, çağ kapattık. Bu şuur ve bilinçle nice Fetilere inşaallah. İşte bu sebeple Mekke’nin Fethi, İstanbul’un fethi kadar Kudüs’ün fethi de bizim
kırmızı çizgimiz; kızıl elmamız olacaktır.
Fetih nesli, fethin şafağında Ayasofya’da buluşacaktır.
****
Bu yazıyı yazdığım ve gazetelere gönderdiğim saatlerde sonuç ortaya çıkmamıştı ama görülen köy kılavuz istemez. Seçim sonuçları milletimiz için hayırlı olsun. Şu hususa temas etmeden geçersem vicdanım rahat olmayacak. Kılıçdaroğlu’na oy vermiş olanların feryatları, çığlıkları, isyanları. Kendini paralarcasına halka küfredip “cahil” diyeninden, çarşaflısın diye kafesinden kovanından, halkın kendisine bunca zulmeden bir iktidara oy vermiş olmasından dolayı zaten herşeye müstahak olduğundan bahsedene.. Ortaya dökülen tepkilerin çokluğu, bu tepkilerin ardında toplamda bir akıl türünün, müesses bir düşünce biçiminin olduğunu gösteriyor. Özellikle depremzedelere yönelik hakaretler..Kerim Kitabımız “yaptığınız iyiliklerden dolayı başa kakarak ve gösterişte bulunarak amellerinizi boşa çıkarmayın” derken aslında bir insanlık seviyesini de işaret ediyor, mümin kullarını o seviyede bulunmaya doğru eğitiyor. Mülteciler ve depremzedeler aslında aynı madalyonun iki yüzü gibi, siyasetçinin, ikisinin toplamında insanlıkla imtihanı var. Bu alanlar, insanın kalitesinin her türlü siyasal hesabın dışında tutulması gereken alanlar. Aslında kaybımız tutarlılık, samimiyet ve insanlık alanında vesselam. Hayırlı günler diliyorum.