Türkiye’deki eğitim ve öğretim ortamını, seviyesini genel duruma bakarak değerlendirmek gerekiyor.
Hava kirliliği varsa maske de taksanız sizi etkiler.
Yağmurlu-çamurlu bir havada dikkat de etseniz, şemsiye de taşısanız üzerinizin ıslanmasına, çamurun kısmen de olsa sıçramasına mâni olamazsınız. T
ıpkı bunun gibi eğitim de sırf idarecinin, öğretmenin, ailenin tek başına üstesinden geleceği bir faaliyet değildir. Aile-Okul-Çevre-Bilgisayar Teknolojisi, (TV, basın-yayın, internet, sosyal medya, vs.) ve Devlet Politikaları. Kabaca bu beş başlık altındaki kurumlar birbirleriyle koordineli çalışır, birbirlerine destek verir, eksikliklerini tamamlar, malzemelerinin “insan” olduğunu unutmaz, geleceklerinin bu insan unsurunun iyi yetiştirilmesine bağlı olduğunu içselleştirirlerse problemlerin çoğunun giderileceği kanaatindeyim.
“Değerler Eğitimi” deyince ne anlamalıyız?
Her şeyin değerinin değil, fiyatının konuşulduğu, insanların taşıdığı değerlerle değil, bindikleri araba ile giydikleri markalarla, oturdukları çevre, kullandıkları eşyalarla itibar gördüğü bir toplumda bu konu hep gündemde tutulmalı, “Değersizleştirme”lere engel olunmalı. Fiyat biçilenin değerinin olamayacağı unutulmamalı. Değerler deyince genel olarak insanı insan yapan, milleti millet yapan, bizi sürü olmaktan çıkarıp, kişilikli olmamızı sağlayan, ahlakî-millî-manevî erdemlerimizi anlıyoruz.
Bizi biz yapan özelliklerimiz. Tarihi, dili, dini, örfü, âdeti, musikisi, üzüntüsü, sevinci, hassasiyetleri, sporu, sanatı, farklılıkları, aidiyet tarafı, kutsalı, vs. İnsanî özellik taşıyan her şey “değer” ifade eder.
Sabır, kanaat, rıza, şükür, inanç, denge, millî kültür dahil. Bütün bu değerler de bizi, evrensel değerlerle öz değerlere götürür. Zaten dünyada kutsalı olmayan millî ve manevî değer taşımayan insan ve medeniyet de düşünülemez.
Her yerde cep telefonunu elinden düşürmeyen insanımız “dijital işgal”e uğramış vaziyette. Allah’a kul olamayanlar; nefsinin, arzu ve isteklerinin kulu olur.
Dijital işgal; insanımızı yalnızlığa itiyor.
Hem de kalabalıklar içinde yalnızlığa!
Hayırlı günler diliyorum.
27 MAYIS 2024 PAZARTESİ