Kredi kartı nedir bilmezdik o yıllar. O yüzden bakkala falan borç yazdırırdık. Bakkallar süpermarket olmadığı için haciz falan gelmezdi. Şimdi postacılar habire haciz icra mektupları taşıyorlar vatandaşlara.
Öğretmenler saygı görürdü. Ana baba gelip öğretmene had bildirmeye kalkmazdı.
Öğretmenlerden gizli sigara içmek cesaretti ama okul önünde uyuşturucu satmak akla hayale bile gelmezdi!...
Şimdi mafyavari oluşumlar, genelde metropollerde maalesef okul önlerinde, çevresinde dahi çocuklarımızı gençlerimizi zehirlemeye çalışıyor buna karşılık güvenlik güçlerimiz de onlarla amansızca mücadele ediyor, cezalar biraz daha caydırıcı olsa bu zehir tacirlerine çok daha iyi olacak.
Semtlere göre okul farkı yine vardı ama kimsenin anası babası "benim çocuğum onunla, bununla aynı sınıfta olamaz" diyemezdi.. Ayıptı, günahtı, gerçekten Allah’tan da kuldan da utanırdı insanlar.
Sokaklar böyle boş ve ruhsuz değildi, herkes sokaklardaydı aksine kimse eve girmezdi, büyükler çay, kek, börek sohbete dalarken, çocuklar sokaklarda tipi tip, gazoz kapağı, misket, yakar top, çelik çomak, saklambaç oynar, gençler mahalle maçları yapardı.
O zamanda televizyon vardı ama her evde bulunmazdı, siyah beyazdı her şey ama yaşamımız renkliydi. Böreğimizi, çekirdeğimizi alır TV olan komşumuza sinemaya gider gibi giderdik.
Herkesin televizyonu yoktu, filmler diziler kısıtlıydı ama bizim çizgi kahramanlarımız vardı.
Ya komşuluk? Bayramlar da başkaydı, öyle seyahatler, tatil vs.. yoktu. Ayırım, ötekileştirme, öteleme yoktu.
Sabah evden çıkar akşama kadar sokakta oyun oynar, komşu evinden su içer, yemek yer yine oyuna koşardık. Şimdiki çocuklar bırakın sokakta oynamayı, oyun alanlarında, spor sahalarında bile çok sınırlı.
Aynen anlatıldığı gibi gelecek korkumuz yoktu. Kin, nefret nedir bilmezdik. Öteki, beriki bilmezdik evet eski zamanlar imkanlar kısıtlıydı ama dostluk, arkadaşlık, komşuluk çok güzeldi.
Acılarımızı paylaşırdık, ya bana birşey olursa diye bu kadar dertlenmezdik, birimizde cenaze olsa yasını bütün sokak tutardık.
Sevmek öyle kolay değildi, aşk emek isterdi, yürek isterdi, öyle üç günlük aşklar yoktu, yıllarca içinden sever ama söylemeye korkardın, sevdin mi adam gibi severdin.
Komşu kızları komşu erkek çocuklarına emanetti. Çocuklar oynarken gece 22.00 23.00' lere kadar anne baba bahçelerde komşularla oturur bizler oynardık ama hiç kimse kimseye kötü gözle bakmazdı.
Sıkımı bir başka mahalledeki bir kimsenin çocuğu senin mahallende çapkınlık yapacak.
Komşu Ayse, Fatma abla hadi yavrum bana 2 ekmek alıver dese, sorgulamadan, düşünmeden gidiyorduk.
İnsanlar olması gerektiği gibiydi, adamlar adam, komşular komşu, hüzünler ve sevinçler ortaktı, yaşamda bir tat vardı.
Kısacası yaşamaktan da zevk alırdık, hayat içinde sıkıntılarla mücadele etmekten de...
Eskiler mi güzeldi eskiden mi daha güzeldi dersek; eskiler de eskiden yaşananlar da zannımca daha güzeldi.
Şimdi imkanlar çok, huzur az.
Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar