Yaz ayları futbolda transfer haberleri, dedikodularıyla geçiyor. Kimler gelmiyor ki, Türkiye’ye futbol anlamında ayak basmayacak oyuncuları dahi getiriyorlar. Özellikle genç yaşlarında, futbolu bitirme yaşlarında olsa anlarız. İstisnalar olmuyor değil. Cristiano Ronaldo’yu da getirdiler, LionelMessi’yi de getirdiler, EeerligHaaland’ı da getrdiler, Neymar’ı getirdiler, daha kimler kimler..
Fenerbahçe ve Galatasaray başta olmak üzere Süper Lig’deki takımlar birbirinden önemli isimleri renklerine bağladı.

Galatasaray, başta Osimhen olmak üzere, LeroySane muhtemelen de M. City kalecisi Ederson’u transfer edecek.
Fenerbahçe Jhon Duran’la başladı, Archie Brown, Milan Skriniar, Nelson Semedo muhtemelen Asensio ile tamamlayacak gibi, sürpriz isimler çıkmazsa.
Beşiktaş; Tammy Abraham, Orkun Kökçü, Jurasek gibi.. oyuncularla sözleşme imzaladı, daha da devam edecekler.
Özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe tam bir çılgınlık yaşıyor. Galatasaray bu konuda inanılmaz rakamlar veriyor. Osimhen için 55-60 milyondan başlayan pazarlık, Napoli’yle 80 milyon avroya bitti. Napoli zaten 75 milyon istiyordu, 5 de başarı bonusuymuş. Osimhen de toplamda bir o kadar alacak 4 yıl içinde. Yani bu transfer ortalama 4 yıl için 160-170 milyon avro civarında. 160 milyon avro desek, TL karşılığı yaklaşık 7,5 milyar TL. Eski parayla 7,5 katrilyon. Bu çılgınlık değil de nedir? Kulüplerin toplam borcu zaten bu civarlarda.
‘’Bir kulüp bu parayı verirse batar’’ bunu ben demiyorum. Eski Galatasaraylı milli futbolcu ve şimdi milletvekili Saffet Sancaklı diyor.
Hangi kulüp olursa olsun Türkiye’de bu paralar verilemez. Paranın kaynağı nereden açıklasınlar; kulüp başkanları, yöneticiler. Şeffaf olsunlar, gizli sponsorlar kimmiş, bu işin vergisi var, MASAK ı var, var oğlu var..Legal işlerle meşgul olan sponsorlar olduğu gibi, illegal işlerle meşgul olan sponsorlar da vardır, olabilir. Devletimiz bu konuda gerekeni yapar. Milletvekili Saffet Sancaklı’nın dediği gibi izler izler, vakti gelince gereğini yapar. Kimse kendini layüsel yani hesap sorulamaz sanmasın. Umarız ki her şey legaldir bir yanlışlık yoktur.
Fenerbahçe az mı kalıyor ezeli rakibinden. O da Jhon Duran’ı 1 yıl kiralık 20 milyon avroya mal ediyor. Diğer oyuncular için 15- 20 milyon avrolar havada uçuşuyor. Jhon Duran’ın maliyeti de TL olarak eski parayla; 928 trilyon yani 1 katrilyona yakın.
Bu konuda en temkinlisi Beşiktaş. Beşiktaşlı yöneticileri tebrik ediyorum, günlük, aylık,yıllık başarıları yakalayacağım diye kulüplerin gelecekleri tehlikeye atılamaz.
Türk futbol dünyasında büyük bir para akışı yaşanıyor ve bu durum, özellikle Avrupa’nın bazı büyük liglerindeki kulüpleri dahi hayret içinde bırakıyor. M. United’ın, Liverpool’ün, Arsenal’in, Juventus’un..vermediği paraları Türk kulüpleri veriyor.Ancak birkaç yıl önce bu harcamalara dair hiçbir işaret yoktu. Temkinli davranıyorlardı, ne değişti. Gelirler azaldı, en büyük gelir yayıncı kuruluş geliri beklenenin çok altında, dekoder satışları yerlerde. Reklam gelirleri azaldı, ülkenin ekonomik yapısından kulüpler dahil her kesim etkileniyor.
Suudi Arabistan, yıldız futbolculara büyük harcamalar yaparken, Türkiye de benzer şekilde hareket ediyor bu sıralar. Ortalıkta dolaşan meblağlar Suudi Pro Ligi’ndeki kadar dramatik değil. Ancak Galatasaray, Fenerbahçe ve bir dereceye kadar (en masumları) Beşiktaş, “Bunu nasıl yapıyorlar?” sorusunu akıllara getiren transferler gerçekleştiriyor.
Eski bir Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı “Türk kulüpleri artık mali açıdan sürdürülebilir değil” demişti.
İstanbul’un üç büyük kulübünden birinin eski bir yönetim kurulu üyesi, “Temel olarak başlangıç noktasına geri döndük” diyor.
Yani harcamalar tam gaz devam ediyor.
Avrupa’nın önde gelen oyuncu ajanslarından bir menajer, TheAthletic’e yaptığı açıklamada, “Tren şu anda raydan çıkmış durumda, çünkü her şey kontrolden çıkmış durumda. Parayı nereden bulduklarından emin değilim.”
Aslında sorun oldukça basit ve yeni değil: Yıldız oyuncular. Türk taraftarlar, büyük bir ismin takımlarında oynamasını seviyor ya da en azından sorumlular sevdiğini düşünüyor.
Bu durum birçok ülke için geçerli olsa da, belki de Süper Lig, geleneksel olarak Avrupa’nın büyük liglerinin dışında kaldığı için, İngiltere, Almanya, İtalya gibi..ülkelerde tanınmış oyuncuları transfer etmek Türkiye için daha cazip hale geliyor.
“Çoğu taraftar şampiyonluğun kazanıldığı yerin havaalanı olduğuna inanıyor” diyen İsmail Sayan, Türk taraftarlarının yeni transferleri havaalanında coşkuyla karşılamasına atıfta bulunarak “Bu bir kısır döngü. Çünkü başkanlar taraftarlara şunu söyledi: ‘Size yıldızlar getireceğiz ve şampiyon olacağız.’ Bu yüzden taraftarlar takımları için en iyi oyuncuları talep ediyor” ifadelerini kullanıyor.
Bir Süper Lig kulübünün eski sportif direktörü TheAthletic’e verdiği demeçte şunları belirtti:
“Geçen sezon Galatasaray atağa geçti, şampiyon oldu ve imzaladıkları oyuncularla daha da ileriye gidiyorlar. Bu, Fenerbahçe gibi diğerlerini de aynı şeyi yapmaya itti. Onlar sadece yarını düşünüyorlar, bir, üç ya da beş yılı değil.”
TheAthletic’tenNick Miller, Türkiye’deki transfer çılgınlığını kaleme aldığı yazısında noktayı şöyle koyuyordu:
“Tren şu anda rayda değil, çünkü çıldırdılar”
Elin yabancısı dahi çılgınlık yapan yöneticileri uyarıyor..
“Hiç kimse Üç Büyükler’in iflas riskini göze alamaz” Ve dahi diğer kulüplerin de..
Sonuç olarak yöneticilere şunu söylemek istiyorum: Biz sizin yardım gecesi düzenlediğiniz zamanları, bileklik sattığınız zamanları da feda dediğiniz zamanları da biliyoruz. Göz göre göre takımları iflasa sürüklüyorsunuz, bu iş böyle yürümez..
Lokman ÖZKUL
Spor Yazarı ve Yorumcu










