Artık düşünmek için bol bol zamanın var. Nereye baksan biliyorsun ki, gördüklerin içindeki cennetin yahut cehennemin yansımalarıdır. Dağ gibi yücelen kibrin, denizler gibi önünde serilen gururun, gönlünü yangın yeri kılan öfkendir önünde uzanan.
Yalnızlığında zihnin, düşüncelerin bir mahşer yerine dönüyor. Gönlün, duygularının istilasına uğruyor. Sen zihnine doğan ve gönlüne dolan şeylersin. Yalnızlık ve düşünmek senin yapılışının ifadesidir. Çünkü anladın ki, bu dünyaya dâir taleplerin birer yılan oldu, ısırdı seni. Dünya hep o talepler üzerinden sana zehrini akıtmak istedi. Belki kaç kere zehirlendin arzu ettiğin şeyler yüzünden. Belki hâlâ uslanmadın. İstemeye devam etmektesin.
Dünya sana istediğini vermek için değil, ihtiyacın olanı vermek için görevli kılınmış. Eğer özüne yönelmek için bir derde ihtiyacın varsa o sana dert verecektir. Sevinçlere muhtaçsan sevinç verecek. Dünya senin tekâmülün için var edilmiş.
Üzülmemek istiyorsan çoğu zaman izleyici ol. Verileni tefekkür et, verilmeyen için ısrar etme, bekle. Şu, hızla geçen zamanlar dünyanın sadece bir tekâmül mektebi olduğu hakikatini iyiden iyiye açığa çıkardı. Hep itirazın, arzulamanın, sızlanmanın bir yararı yok. Denildiği gibi, bu okulda tekâmülün için neye ihtiyacın varsa sen onu alıyorsun. Sadece bekle ve izle. Canın hiçbir şey yapmayı istemediğinde bunun sana ilaç gibi geldiğini göreceksin. Kendine yöneleceksin. Geçip giden şeyleri anlamaya çalışacaksın. Bu, sana hayatı içeriden izlemek gibi bir imkân verecek. Anlayacaksın, gelişeceksin, derinleşeceksin.
Bu hayatta hoşlanmadığımız şeyler ve kimselerle karşılaşmalarımız bizim yaşamdan almamız gereken dersleri ifade eder. Hoşlanmıyorsan, kırılıyorsan, inciniyorsan eğitiliyorsun, merak etme. İncinmeyene kadar böyle… Dünyada kaç devir sürmüş olursan ol, her fasılda mezuniyete hak kazanmak için çabalıyorsun.
İnsan ebediyen bir okulda kalmak ister mi? Ne kadar sevse de bir gün okulundan mezun olmak ister. Biz de öyleyiz. Sıkılmamız bu yüzden. Fakat bu tekâmül mektebi bizden ısrarla mezuniyete hak kazanmamızı istiyor. Her şeye böyle bak. Mânevî hasletleri kazanmaya bak. Dünya gelip geçiyor. İnsan manevî olarak ne kazandıysa onunla yürüyor bir sonraki merhaleye. Çünkü dünya bir tekâmül mektebidir ve o bizim gelişmemiz için var edilmiştir.