Başkalarına dâir beslenen kötü duygular kişiye hiçbir şey kazandırmaz. Aksine sahibine derinden derine zarar verir. Hele kin, kibir, nefret gibi sürekliliği olanlar insanı içten içe bitiren birer kor gibidir. Bu ateşi, içeride tutmamak, mümkün olduğu kadar bunlardan kurtulmak gerekir.
Kötü duyguları, kötülüğü ısrarla içinde taşıyan biri aslında müstakbel felaketini de kendi eliyle hazırlamış olur. Dünya okulunda neyi hissetmeye, düşünmeye devam ederseniz aslında karşılaşacağınız muhtemel şeyleri de kaderinizde daha güçlü bir hale getirmiş olursunuz.
İnsan, bu dünyada birine nefret beslemesini gerektirecek kadar uzun yaşamıyor. Kötü duygular boştan yere şu azız ömrün heder edilmesi, vaktin ve manevî kuvvetin zarar görmesi demektir. Bunlardan kurtulmak her zaman en iyisidir.
Kimileri, bu dünyadaki görevleri gereği ibret ve ders olmayı tercih ederler. Başkalarının bu hayatta ders ve ibret alabilmeleri için. Ben kötülüğü, nefreti, kini içinde taşımayı tercih edenlerin birer ibret olduklarını düşünüyorum. Hayat enerjisi boş yere nasıl harcanır, bunlarda görüyorum.
Elbette insanın olumsuz duygularla, kötü hislerle dolduğu zamanlar olabilir. Önemli olan da bunlarla baş etmek değil midir! İnsanı insan yapan biraz da bu hayatta onun kötülüğü kontrol edebilmesidir.
Kötülükten ne çıkar? Kötülükten -sahibi adına- hiçbir şey çıkmaz. Kötüler ve kötülük, bu dünyada iyileri ve iyiliği ortaya çıkarmak için yaratılmıştır. İyilik ve iyiler olmasaydı kötülerin ve kötülüğün hiçbir değeri olmazdı.
İnsan mutlu ve huzurlu yaşamak istiyorsa içinden kötü duyguları atmasını, bu mümkün değilse onları kontrol edebilmesini bilmelidir. Aksi hâlde o hayat ziyan edilmiş demektir.