Bilmeceler eski sosyal hayatın öne çıkan kültürel değerlerinden birisidir. Eşyayı tanımaya, hayatı anlamaya yönelen insanımızın edebiyatımıza armağan ettiği çok değerli ürünlerdir. Değişen sosyal hayatla beraber onlar hayatımızdan artık çekiliyor. Fakat zaman zaman onların örneklerine rastlamamız mümkündür.
Bilmece; sohbet, muhabbet, insanların bir araya gelmesi anlamına gelir. Nitekim bilmeceler üzerine yapılan araştırmalarda bunun böyle olduğunu görürüz. Biz görev yaptığımız yerlerde bilmeceleri mümkün mertebe derleyerek bu konuda karşımıza çıkan malzemeyi yazıya geçirmeye çalıştık. Bu yazımızda da tatil vesilesiyle bulunduğumuz köyümüzde (Ordu-Çatalpınar-Güney Mahallesi) bir sohbet ortamında derlediğimiz bilmeceleri bir araya getirdik.
Bu derleme sırasında ilçede geçmişte var olan bilmece sorma geleneğiyle ilgili birkaç hususu da kaydettik. Bunlar genelde halk kültürümüzde başka yerlerle ortak özellikler göstermektedir. Bilmecenin cevabı muhatap tarafından bilinmedikçe bilmeceyi soran kişi karşısındaki kişiden bir cami ister. O kişi de bir cami verir. Bilmeceyi soran "Gel camim git camim. Ne imiş ne imiş?" diyerek cevabı söyler. Bir kere verilen cami bir daha verilemez. Cami verilmezse cevap söylenmez. Hatta bu ortam içinde herkes şu kadar camim var, şu camiler benim diyerek alınanlar en sonunda karşılaştırılır. Bu da tatlı bir rekabet ortamının doğmasına yardımcı olur.
Bilmecelerin belirli bir mekânı yoktur. İnsanların ortak bir amaçla bulunduğu her yerde bilmeceler sorulabilir. Fındıkta, mısır tarlasında iş yaparken veya evlerde bilmece sorulurdu. Aynı zamanda bilmeceler yanında tekerlemeler de sorulur ve bir eğlence ortamı teşekkül ederdi.
Biz sözü daha fazla uzatmadan Çatalpınar'a bağlı Güney Mahallesi'nde derlediğimiz bilmecelere burada yer vermek istiyoruz. Buradaki bilmeceler Güney Mahallesi'nde ikamet eden Hanife Şen (d. 1958) ve Fatma Şen'den (d. 1969) alınmıştır. 1-17 arası bilmeceler Hanife Şen'den, 17-21 arası bilmeceler ise Fatma Şen'den derlenmiştir. Bu bilmeceleri şöyle sıralayabiliriz:
1. Dam ardina sac koydum, geleni gideni aç koydum.
Cevap: Ramazan. Oruç.
2. Allah yapar yapısını, bıçak açar kapısını.
Cevap: Kabak.
3. Allah yapar yapısını, kullar açar kapısını.
Cevap: Cami.
4. Dışı kazan karası, içi peynir mayası.
Cevap: Kestane.
5. Yol üzerinde kilitli sandık.
Cevap: Mezar.
6. Dal üzerinde kırmızı gelin.
Cevap: Mısır püskülü.
7. Gece gider gündüz gider, bir kulaç yol gider.
Cevap: Kapı.
8. Dışı mermer taşı, içi beyler aşı.
Cevap: Yumurta.
9. Sıra sıra söğütler, birbirini öğütler.
Cevap: Diş.
10. Bir ufacık fıçıcık, içi dolu turşucuk.
Cevap: Limon.
11. Dağa gider serilir, eve gelür dürülür.
Cevap: Golan (Halat).
12. Dağa gider tak tuk eder.
Cevap: Balta.
13. Üstü çayır biçilir, altı çeşme içilir.
Cevap: Koyun.
14. Etten kantar, altın tartar.
Cevap: Kulak.
15. Ben giderim iz eder, önüm sıra iz eder.
Cevap: Dayak, Baston.
16. Hancoğun katırı, ne yüklesen götürü.
Cevap: Saç ayağı.
17. Elim kadar postu var, dünya kadar dostu var.
Cevap: Para.
18. Ben giderim o gider, yanım sıra tin tin ider.
Cevap: Gölge.
19. Beyaz ile başladım, yeşil ile işledim, kırmızı ile bitirdim, cümle âleme yetirdim.
Cevap: Kiraz.
20. Dağdan gelir taştan gelir, yularsız aslan gelir.
Cevap: Sel.
21. Annesi şişman, kızı güzel, babası uzun, oğlu gurbette gezer.
Cevap: Soba, ateş, soba borusu, duman.