Farkında olarak ya da olmayarak günaha giren birini uyardığınızda çoğu zaman "Evet yapıyorum, ama kimseye zararım yok" şeklinde ortak bir tepki ile karşılaşırsınız. Birilerine zararı olup olmaması ile alakalıymış gibi değerlendirilir kimilerince mesele. Şüphesiz herkesin günahı kendine. Dinde baskı ve zorlama da yoktur amenna. Ama uyarı diye bir mekanizma vardır. Dileyen dikkate alır dileyen kulak arkası eder. Ama bilmelidir ki kişi, kimseye zararı olmaması geçerli bir bahane değildir ve farkında olmadan kendini kandırdığı bir başka yanılgıda ısrar etmektedir.
Şüphesiz her koyun kendi bacağından asılacaktır. Anti parantez bu sözün de, Müslümanların birbirlerinin dertleriyle hemdert olmalarının ve birlik olmalarının önüne geçmek için yahudiler tarafından uydurulan provokatif ve içi tuzaklarla dolu olduğunu hatırlatayım. Allah inananlara, birbirlerini uyarmaları için tavsiyelerde bulunmalarını emreder. ''Hatırlat/öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek inananlara yarar sağlar.'' ‘Emr-i bil ma’ruf nehy-i anil münker’ yani ‘ İyiliği ve güzel olan işleri Müslüman kardeşlerimize tavsiye ederken, kötülükten ve çirkin olan işlerden de yine Müslüman kardeşlerimizi sakındırmak gibi çok kutsal ve olmazsa olmaz bir görevimiz var bizim. Eğer ‘bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ dersek bumerang gibi o yılanın bir gün bizi de sokacağını asla unutmayalım. Sokaklarda göbekleri dışarıda gezen ve erkekleri yoldan çıkaran kızlar ve kadınlar; esrar, eroin ve tiner gibi zararlı maddeleri kullananlar; yolları tıkayan, her yeri kendi tapulu malı gibi gören, geçiş üstünlüğü, sinyal verme, dörtlü kullanma, mesafe koruma gibi kuralları tanımayan yozlaşmış, kabadayı, her gün kendisine ve ailesine küfrettiren trafik canavarları hepimizin meselesi olmalıdır. Nemelazımcı insanlardan aile de olmaz, millet de..Hayırlı günler diliyorum.