Geleneği geçmişle olan bağlantı sonucu, öteden beri yapılagelen alışkanlıklar diye tanımlayabiliriz. Doğru geleneklerin devam etmesini bizde istiyoruz elbette ki lakin yanlış gelenekler ve bu ad altında yapılanlar insanların kendileri tarafından kaldırılmalı. En son Bursa’daki bir düğünde gündeme geldi bu gelenek olayı. Tarihi şehir Bursa'da gelin almaya giden damadı, arkadaşlarının gelenek adı altında kadın mayosu giydirip kamyonet kasasında yıkadıkları görüntü, internet sitelerinde, sosyal medyada olay olmuştu. Olumlu ve olumsuz tepkiler vardı. Genelde bir erkeğe kadın kıyafeti giydirmek hele hele mayo giydirmek alçaltıcı bir muamele olarak karşılanır. Bazıları, Dr.Ahmet Çakar gibi.. iddiaya girip, kaybedersem bikini giyeceğim diyordu. Tercih meselesidir çok fazla birşey diyemeyiz bu konuda lakin yanlış bulduğumu ifade etmek istiyorum. Gelenek adı altında yapılan her şey doğru demek değildir.
Büyüklerimizden böyle gördük diyorlar gelenek konusunda. Peki büyükleriniz hep doğruyu yapan insanlar mıydı. Yanlışları, hataları yok muydu? Gelenek konusunda mutlaka uygulanır diye ayet hadis mi var. Doğru gelenekleri yaşatalım lakin yanlış olanları bir an önce kaldıralım. Günümüzde gençler evlenmekte zorlanıyor zaten, bazı kesimlerde başlık parası gelenek diye yaşatılıyor, bununla beraber 5 metrelik altın zincir talepleri hala bir şekilde bir yerlerde yaşatılıyor. Bu gençler aileler nasıl kalkacaklar bu kadar külfetin altından. Yine bazı yerlerde kan davası gelenek diye yaşatılmaya çalışılıyor. Kan kanla temizlenmez suyla temizlenir. Hukuk var yasalar var, herkes kendi hakkını kendisi almak istediğinde karmaşa çıkar, asayiş bozulur. Çocuk yaşta kızların babası yaşında adamlarla ya da yine kızların hatta bazen erkeklerin de görmediği, tanımadığı , sevmediği insanlarla fikrinin sorulmadan evlendirilmesi geleneği. Gelenekse yere batsın böyle gelenekler. Zorla güzellik olur mu? Olmaz tabii ki de. Kızları istemediği insanlarla evlendirmek zulümdür. Çok bilmiş bazı babalar! sen bilmezsin, sen ne anlarsın deyip kestirip atıyorlar, bunları duyuyoruz. Sen çok biliyorsun beyefendi! çocuğunun başını yakmayı marifet zannediyorsun. Alacağın üç kuruş para için çocuğunu ömür boyu mutsuzluğa itecek bir evliliğe zorluyorsun. Bu insanlığa da yakışmaz müslümanlığa da. Efendimiz (s.a.v.) kız çocuklarının rızası olmadan evlendirilmemesi gerektiğini ifade ediyor.
Evlilik eşlerin ömür boyu birlikte yaşama, hayatın iyi ve kötü yanlarını birlikte omuzlama anlayışına dayandığı için karşılıklı rızaların bulunmadığı bir nikâh dinen de geçerli olmaz zaten.
Devam edelim yanlış geleneklere!: Aile meclisleri ve bu klan oluşumlarının başındaki insanların verdiği kararlar sonucu işlenen namus cinayetleri. Namus elbette çok önemlidir. Masum kızların kadınların namuslarını kirletenler en adi en aşağılık insanlardır. Bazıları diyecekler, bu aşağılık insanlar! cezasız kalıyor yaptıkları yanına kar kalıyor, yalancı şahit vb.. nedenlerle kendilerini kurtarıyorlar. Onlara da derim ki, bu dünyada cezasız kalıyorlarsa, ahiret var, Allah’ın hesabı var, oradan da mı kaçacaklar.
Yine bu aile meclisleri, kızlarını istediği insanlarla evlendirmeyip, başka evliliğe zorlayıp, onların da kaçarak nikah kıymaları sonucu evlenmelerinde yine namus meselesi sayıp kararlarını alıyor. Kızlarının ve ter ü taze eşinin katline karar veriyor, gözlerini dahi kırpmadan. Bunu da genelde küçük yaştaki erkek kardeşlerine yaptırıyorlar. Hukuku arka taraftan dolanacaklar ya, bir masumu daha kurban ediyorlar.
Cenaze evinden yemek çıkarmak, acısı olan insanların bir de yemekle uğraşması da kabul edilebilir bir gelenek değildir. Bilakis cenaze evine yakınları ve komşuları yemek götürmelidir, bu da iyi bir gelenektir.
Abartılı çeyiz,,bohça hazırlama , geline kırmızı kurdela bağlama, büyüklerin yanında küçüklerin konuşmasının ayıplanması (küçüklere özgüvenini kaybettiriyor) , bazı yerlerde eşinin üzerine kuma getirme, beşik kertmesi, gelini odaya kapama, damattan bahşiş almadan çıkarmama , arabanın önünü kesme (kazalara neden verebiliyor) -sandığa oturma-çiçeği kaçırma, kız tarafının kına gecesi sonrası dilenme adı altında damadın evine gecenin bir vakti gidip tencere tava çalarak bir şeyler istemeleri artık sona ermesi gereken geleneklerden bazıları olabilir kanaatimce.
Berdel adı altındaki değiş tokuş. Bazı bölgelerde hala varolan; erkek çocuğu olmayan adamın kendi kızını başka bir doğurgan!? hatunla takas etmesi. Vaktiyle Türkan Şoray’ın oynadığı Berdel isimli filmde de parmak basılmak istenmişti hadiseye. Töre de denilebiliyor lakin töre, gelenek neyse kaldırılmalıdır bu Berdel denilen yanlış uygulama da.
Örnekleri artırabiliriz, şimdilik bu kadar diyelim.
Allah hepimize basiret, akıl izan versin ve bunları uygulayabilme gücünü nasip etsin..
Lokman ÖZKUL
Eğitimci-Yazar
lokmanozkul@gmail.com