Umre, Hacc zamanı dışında kutsal topraklara gidip, ihram giyerek Kabe’yi tavaf ve Safa ile Merve tepeleri arasında say (yedi defa iki tepe arasında gidip gelmek) yaparak, sonunda da tıraş olarak ihramdan çıkmaktan ibarettir.
Umre ziyareti sünnettir, zorunlu bir ibadet değildir. Rabbim bize de nasip etti bu ibadetimizi yerine getirdik, şükürler olsun.. Umre hem Mescid-i Nebevi’de hem de Mekke-i Mükerreme de kutsal mekanları ziyaret etmeye de vesiledir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in mescidinde O’nu selamlama, Ravza’sında namaz kılma, oradaki manevi havayı teneffüs etme, Mekke’de de Kabe-i Muazzama’yı iliklerimize kadar hme, Beytullah’ta doya doya tavaf etme, Hacer’ül Esved’e yüz sürme, Makam-ı İbrahim’i ziyaret etme, orada namaz kılma, Hz.Hacer validemizin oğlu İsmail ile birlikte su aradığı ve sonunda da hem onlara hem de bize Yüce Allah’ın Zemzem suyunu lütfettiği Safa ile Merve tepeleri arasında bu anı hatırlamak ve tekbirlerle,salavatlarla,dualarla Yüce Allah’a yönelmektir. Hemen hemen herkes bu kutsal topraklara gidip bu ulvi ibadeti yapmak ister ancak günümüzde abartılı örnekler de görebiliyoruz.
Bazı insanlar şu kadar gittim, şimdi de filancayı gideceğim gibi etraflarına yaklaşımlarda bulunuyorlar. Şahsen, bir Hacc ve bir umrenin yeteceği kanaatindeyim. Önemli olan Hacc ibadetidir,tabii ki. Umre de çok istenilmesi halinde iki defa yapılabilir kanısındayım çünkü oraların özlemi farklı oluyor.
Sosyal medyadan gördüğüm bir umre planı ilgili alıntı bir yazıyı paylaşmak istiyorum:
‘’Yedinci kez umreye gitmenin telaşında ve heyecanında olan bir arkadaşımla biraz hasbihal ettik bugün dostlar !!!
Eşi kızı ve küçük torunuyla birlikte gideceklerinden falan bahsederken,"maliyet olarak ne kadar tutuyor bu umre ziyaretin" diye sordum..
Tur şirketine ödenen miktar ile oradaki harcamalarıyla birlikte 60 bin lira gibi bir rakamdan bahsetti..(kendisi löküs hacılardandır)
Gel dedim sana nafile umre sevabının elli katında sevap kazandıracak bir öneri de bulunayım hacı kardeşim"..
Nedir dedi..
Çıkalım senle birlikte..
Divanlı, kayabaşı,duraklı,çiçekli haydarlı,kuyucak,şekerli,ekmekçi mahallelerini gezelim..
Hani bu mahallelerde küçük küçük bakkallar olur ya..bu bakkalların hepsinin de veresiye defterleri olur ya..
O mahallelerde yaşayan garib gurebanın borçlarının kabardığı, o borçlarını ödeyemedikleri için ekmek bile almakta zorlanan fakir fukaranın borçlu olduğu veresiye defterleri var ya..
Hadi gidelim bu bakkallardan veresiye defterlerini satın alalım..
Hem o fakirlerin borçları bitsin..
Hem o bakkalların bükülen belleri doğrulsun..
Hem ekonomiye katkı sağlansın..
Hem o garib gurebanın yüzleri gülsün..
Bak bu parayla rahat 15-20 bakkalın veresiye defterini alabiliriz...
Düşün ki evinde pirinci, şekeri bitmiş ama borcu olduğu için bakkaldan veresiye istemeye cesaret edemiyen bir annenin, bakkala girdiğinde bakkal amcanın "kızım..borcunuzu bir hacı bey kapattı..borcunuz yok.. ne istiyorsan alabilirsin" dediğindeki o annenin heyecan ve sevincini..
Şu kış gününde ne büyük bir hayr etmiş olursun ki elli umre değil beşyüz umre sevabı kazanırsın...
Ne dersin....
Cevab veremedi hacı efendi kardeşim dostlar...
Düşündü taşındı ofladı pufladı...
Mırın kırın..kem küm...hık mık...
İkram ettiği çayı bile yarım bırakıp çıktım gittim yanından..
Aaahhhhh müslümanlık aaahhhh...
Garib gurebanın gönlünü feth etmenin sevabını unutan müslümanlık aahhhh..
Bir yetimin yüzünü güldürmenin Allah katındaki ecrini unutan müslümanlık...
Daha bu müslümanlar niye iflah olmuyor diye yakınıp duralım bizler...
vesselâm..’’
lokmanozkul@gmail.com