Ben bu toprağın evladıyım. Dağların dumanıyla göklere ağarım. Yağmur olur onunla beraber yağarım. Yeşilinden mavisinden hep bir ilham duyarım. Havasından, suyundan, meyvesinden gıda alırım. O beni muhabbetle beslerken ben de onu sevgimle yüceltirim. Çünkü ben bu toprağın evladıyım.
Ben bu dağların evladıyım. Ansızın dumana bürünürüm. Rüzgarlar tenimi okşar. Güneşle hararetlenir, yağmurla ferahlık duyarım. Ormanlarında gezerim hür. Bahçelerinde dolaşırım. Kendimi, bu dağlarda bir heybete bürünmüş hissederim. Çünkü ben bu dağların evladıyım.
Ben bu göklerin çocuğuyum. Mavilerin ve bulutlarla kaplı göğün altında büyürüm. Bu göklerin mavisinde dinlenirim. Gece gökteki yıldızlara izler, içimdeki coşkuyla beraber onlara erişirim. Yıldızlarla dolu göklerden neler neler duyarım!
Ben bu yeşilin, bu ormanların çocuğuyum. Memleketimin yeşiline baktıkça ferahlar yüreğim. Ağaçların meyvelerinden nasiplenirim. Baktıkça onlara ruhum doyar, gönlüm dolar. Çünkü ben bu ormanların, bu yeşilin evladıyım.
Hasılı ben bu toprağın evladıyım. Onun türlü güzelliklerinden ve nimetlerinden nasiplenerek geldim bugüne. Onunla özdeşim. Canımda onunla beraberim.
Onu hor görenlere hiçbir zaman ısınmadı yüreğim. Ben bu toprağım, ormanım, göklerim... Kısaca ben bu diyarın, bu toprağın, bu güzelim vatanın evladıyım.