Bir sabah, bir duvarın karşısında uyanırsın. O duvar, seni sınırlayan, her adımını kısıtlayan bir engeldir. Zihninde, o duvarın ne kadar yüksek olduğunu, ne kadar sağlam olduğunu düşünürsün. Yıllardır, hayatını o duvarın etrafında inşa etmişsindir. Her şeyin bir sınırı vardır, demişlerdir sana. Her yolculuğun bir başlangıcı ve sonu. Her hayalin bir çerçevesi. Ama bir gün, o duvara gözlerini dikersin. Ve o duvarın aslında hiç de o kadar güçlü olmadığını fark edersin. O duvar, sadece senin inandığın bir sınırdır.
Gerçek özgürlük, bu sınırları aşabilmektir. Ve gerçek cesaret, o sınırların ne kadar gerçek olduğuna karar vermek yerine, onları sorgulamakla başlar. Her insanın içinde bir özgürlük arayışı vardır. Ama bu arayış, dışarıda değil, içeridedir. Kendisini kısıtlayan bir duvarın arkasında bir yaşam sürerken, bir insan ne kadar özgür olabilir? Belki de en büyük engel, insanın kendi içindeki korkulardır. Kendini aşabilen kişi, dış dünyadaki tüm engelleri aşar.
İçsel özgürlük, bir yolculuğa çıkmaktır. Ama bu yolculuk, dışarıya doğru değil, içeriye doğrudur. Her adımda, o duvarın neden var olduğunu sorgularsın. Neden korkarız? Neden sınır koyarız? Belki de gerçek özgürlük, bu soruları sormakla başlar. Korkunun, bizi sınırlandıran bir hayalet gibi etrafımızı sararak, bizi sürekli bir yerlerde tutmak istemesidir. Ama korkunun olmadığı bir dünyada, özgürlük bir seçimdir.
Zihnimizde kurduğumuz duvarlar, aslında bizim kim olduğumuzu düşündüğümüz şekildedir. Bizi tanımlayan her şey, bir sınırdır. Ama bir insan, bu sınırların dışına çıkarsa, o zaman kim olduğunu gerçekten bulur. Gerçek kimlik, bir etiket değil, bir keşiftir. Ve keşif, her zaman bilmediğimiz bir alana doğru adım atmaktır.
Zaman zaman, yaşam bize çok sert gelebilir. Hayat, bir dağ gibi yüksek, yokuşları keskin ve yolları kayalık görünebilir. Ama her dağın zirvesine tırmanan, o yolu aşan kişidir ki, sonunda özgürlüğün ne olduğunu anlar. Özgürlük, bir uçurtma gibi rüzgârın içinde savrulmak değil, rüzgârın ne zaman seni savurabileceğini, ne zaman kontrolü ele alabileceğini bilmekte yatar.
O yüzden, sınırlarını tanı. Ama onları seni sınırlayan birer engel olarak değil, seni tanımanı sağlayacak işaretler olarak gör. Her sınır, bir fırsatın kapısını aralar. Özgürlüğün sırrı, o kapıdan geçmekte değil, kapının hangi yönde olduğunu anlamakta gizlidir.
Ve bir gün, fark edersin ki aslında sınırların ötesinde değil, sınırları aşabilmekte özgürsündür. Çünkü özgürlük, her zaman bir seçimdir. Ve sen, o seçimi yapabilen tek insansın!..
YALÇIN SEVİM