Dünyada ve Türkiye’de kartopu gibi giderek büyüyen bir sorun var: Ev gençleri. Bu gençler ne çalışıyor, ne okuyor ne de iş arıyorlar. Ekonomik olarak ailelerine bağlılar. Çoğu sanal dünyada kısa yoldan zengin olmanın hayalini kuruyor. Zora gelemiyor, konfor arıyorlar. Ülkemizde 15-24 yaş arası 3 milyon ev genci olduğu biliniyor. Bunlar evde ellerinde kumanda, klavye ile vakit geçiriyorlar. Çoğu alanıyla ilgili iş bulamadığını söylüyor. Haftanın 6 günü çalışıp verilen maaşla işe başlamanın mantıklı olmadığını düşünenler çoğunlukta... Tüm ihtiyaçları aileleri tarafından karşılanan ev gençlerinin genelde onları kısa yoldan zengin edecek fikirleri oluyor. Bu sebeple tek ihtiyaçları sınırsız internet ve bazı sosyal platformlara üye olmak için gerekli miktardaki para oluyor. Gençleri bu duruma iten sebeplerden birincisi şüphesiz ülkemizde yaşanan ekonomik gerekçelere bağlı istihdam sorunu. Bir başka neden ise lise sonrasında yetersiz mesleki yönlendirmeyi sayabiliriz. Gençlerin en az yarısı okuduğu bölümün kendine uygun olmadığını düşünüyor. Ülkemizde kültürel olarak gençlerin hâlâ çocuk gibi görünmesi de bir başka neden. Bir genç Avrupa'da işsiz olup ailesinin yanında kalamaz. Kalsa da kira ödemek durumunda kalır. 18 yaşını geçen gence aile çocuk gibi sahip çıkıp harçlık vermiyor mesela. Bu koruyucu kollayıcı ebeveynlik de işimizi zorlaştırıyor. Tüm bu sosyal nedenlerin yanında bir de psikolojik nedenler var. Günümüz çocukları büyük oranda konfor içinde sorumluluk almadan büyüyor. İmkânlara kavuşmak ileride bedel ödenmesi gereken yerlerde aksiyon alamamayı doğuruyor. Mezun olduklarında onları biraz zorlayacak işlerden hemen kaçıyorlar. Altı tam gün ve yoğun bir mesaide çalışmak tercih edilen bir şey değil. "Bu paraya köle gibi çalışacağıma gider evde kalırım daha iyi" diye düşünüyorlar. Herkes düzenli, masa başı, az çalışacağı bir iş hayal ediyor.
Daha özgür ve birey olmaları gerekirken ekonomik olarak ailelerine bağımlı oldukları için kendilerini ailelerine yük olarak görüyorlar. İşsiz olmanın getirdiği yetersizlik, değersizlik hisleri de gençleri sarıyor zamanla. Tüm bunlar yaşam umudunu da aşağı çekip depresyona bile sürükleyebiliyor gençleri. Bunun için Üniversite kişisel bir yatırım dönemi olarak iyi planlanmalı. Bu yıllarda yapılan stajlar, gönüllü projeler, katılım sağlanacak eğitimler sosyal çevre oluşturmak açısından çok önemli. Ev gençlerinin psikolojisi aynen şöyle: Üniversiteden mezun olduktan sonra bir iki yıl işsiz. Dershanelerde işini yapamayacağını düşündüğü için, rehabilitasyon merkezlerinde insanlar sömürüldüğü için, anaokulları az maaş verdiği için, danışmanlık merkezlerinde ona pek danışan yönlendirilmediği için birçok işi eliyorlar. 2-3 başvuru sonrası hayal kırıklığı ve ümitsizlik tüm ruhunu sarıyor. Kanaat olacak azizim.. Şükür olacak kardeşim ve kendini yaratana tam bir teslimiyet. Böyle olmazsa ev kızlarından sonra alın size Ev Gençleri.!
Hayırlı günler ve iyi yıllar diliyorum.
30 ARALIK 2024 PAZARTESİ