Milletin ezici çoğunluğu Halep’in fethine sevinirken, az bir kısmı kaygılandı, burun kıvırdı, hatta üzüldü. Halep’in özgürleşmesi Türkiye içinde adeta turnusol oldu. CHP, Türkiye’nin sadece Suriye’de değil, Filistin, Irak, Libya, Somali, Kafkasya ve Balkanlar’daki hatta Rusya-Ukrayna krizi ve Azerbaycan’ın Ermenistan’a operasyonundaki aktif politikalarına karşı. Bunda “yurtta sulh cihanda sulh” anlayışının arkasına gizlenmiş pısırıklığın ve İsmet İnönü’nün ürkek dış politika mirasının etkisi var. En çok da DEM ile olan sıkı ittifakı dolayısıyla CHP Halep’in Suriyelilerin eline geçmesinden
rahatsız. Halep’in Suriye halkının eline geçmesi en çok PKK/YPG’yi tehdit ediyor. Fırat’ın batısındaki PKK/YPG izole edildi. DEM doğal olarak bu gelişmeden rahatsız. SP, Erdoğan ve AK Parti’ye olan husumetiyle neredeyse mezhep değiştirme noktasına geldi. Suriye krizinde en başından itibaren Esed’in, İran’ın, Hizbullah’ın yanında saf tutuyor.
Doğu Perinçek ve ulusalcılar; Çin ve Rusya nerede duruyorsa onlar da otomatik olarak orada duruyorlar. Halep’in fethine en çok onlar üzüldüler. Türkiye Nusayrileri; Tamamı olmasa da bir kısmı doğal olarak aynı inanca sahip oldukları Esed’in yanındalar. Bir kısım Aleviler; Şüphesiz tamamı değil, bir kısmı Halep’in fethiyle yıkıldılar. Konunun Alevilerle ilgisi yok ama Alevilik-Nusayrilik dayanışması üzerinden Suriye’de milyonları katletmiş Esed’in ve İran’ın yanında duruyorlar.
Caferiler; “İran mı Türkiye mi?” sorusuna en azından bir kısmı “İran” cevabını verdiler.
Seküler-Kemalist-Solcu kesim; Müslümanların her başarısından rahatsızlar. Gazze’de Müslüman Hamas karşısında nasıl seküler/Batılı sandıkları İsrail’in yanında saf tutuyorlarsa, Suriye’de de “Cihatçı”ların karşısındaki herkesin, hatta İran’ın bile yanında saf tutabiliyorlar. PKK/PYD’ye seküler görüntüsü nedeniyle içten içe sempati duyduklarına da hiç şüphe yok.
Derdi hiçbir zaman Türkiye ve Türklük olmayanlar; Bunlar ABD ve İsrail’in çıkarları adına hareket ettikleri için Türkiye’nin lehine bir gelişmeden çok rahatsız oldular.
Diğerleri; Fetullahçılar, İrancılar, irapta mahalli olmayan irili ufaklı partiler, bir kısım emekli generaller de Halep’in özgürleşmesine çok üzüldüler.
Sorsanız, hepsi de “biz Erdoğan’ın Suriye politikasına karşıyız” diyecekler; öyle değil, tamamen duygusal, ideolojik ya da mezhebi saiklerle saf belirliyorlar. Türkiye’yle sevinmeyi, Türkiye’yle hüzünlenmeyi beceremiyorlar. Neyse ki toplam nüfus ve seçmen içinde bir yekûn tutmuyorlar. Bu zavallılara bir haberim var; Şam rejimi düştü, PKK’nın yuvası Membiç de ben bu yazıyı hazırladığım sırada alındı. Bundan bir yıl öncesinden bu yana Cumhurbaşkanlığı tören kıtası siyah sancak çekmişti ve kılıçlar kınından çıkmıştı. SOROS çocuklarına geldi sıra.!
Hayırlı günler diliyorum.
09 ARALIK 2024 PAZARTESİ