İnsanlar bu dünyada bir takım işlerle meşguller. Kimi severek yapıyor işini kimi de sevmeyerek zorunluluktan. Herkes bir şekilde çalışmak ve kendisinin çoluk çocuğunun rızkını kazanmak durumundadır. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy bir beytinde şöyle diyor:
Kim ki kazanmazsa bu dünyada ekmek parası,
Dostunun yüz karası düşmanının maskarası.
Bu yazımızda bir çocuktan ders alacağız, çocukların küçük yaşlarda çalışmasına sıcak bakmıyoruz lakin zorunluktan dolayı ailesine yardımcı olmaya çalışan bir çocuğun ibret verici hikayesini sizlerle paylaşacağız.
Hikayemiz şu şekilde:
Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti.
İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördüğü çay ocağında, bir bardak çay içeyim diye oturdu. O anda 12-13 yaşlarında bir çocuk, "amca boyayayım mı?" dedi
Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için, "tamam gel boya" dedi.
Bu arada "iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm" deyince, o çocuk:
"Ben hep aynı boyarım" dedi.
Kaymakam, "nasıl yani?" deyince,
- Öğretmenimiz; "çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama herkese AYNI YAPIN. Ayrım yapmayın" diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacağım, size ayrım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz."
Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini almıştı. Ağlamamak için kendini zor tuttu.
Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi.
Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi.
Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek, ilçede görev yaptığı sürece ilgi gösterdi.
Boyacı çocuktan duyduğu "BİZDE HERKES AYNI OLUR" cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için, makamında masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı.
Bazen uygulamakta zorlansa da asla taviz vermemeye çalıştı.
Özdemir Asaf’ın dediği gibi;
"İnsan olmak kuruş ile değil, duruş ile ölçülür."
Lokmsan ÖZKUL
Eğitimci-Yazar/lokmanozkul@gmail.com