10 Ocak çalışan Gazeteciler Günü öncesi Belediye Başkanı Burhanettin Çoban ve ardından AKÜ Rektörü Mustafa Solak, bu yıl bizim gönümüzü biraz erken kutlayarak bir program düzenlediler.
Her ikisine de bizleri unutmadıkları için teşekkür ediyoruz.
Özellikle Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın Gazeteciler Günü programıyla alakalı birkaç arkadaşımız bir şeyler yazdılar…Aancak o günkü programda çalışan gazetecilerin sorunları hariç her şey konuşuldu…
Bizde buradan köşemizden çalışan gazetecileri sizlere özetleyelim istedim…
Taşrada gazetecilik yapmak öyle ulusal medyada çalışan gazeteciler gibi aman amana çok iyi şartları olan bir iş değil aslında.
Şehrin tüm kesimiyle iç içe olduğunuz için yaptığınız haberlere anında tepki yada muhatap bulabilirsiniz.
Bende bundan 12 yıl önce gazeteciliğe ilk başladığımda bu mesleği sürdürür müyüm yoksa sürdürmez miyim diye tereddüt içerisindeydim.
Tabi belli bir zaman geçtikten sonra mesleğe adapte oluyorsunuz ve mesleğin yoğunluğunda kaybolup gidiyorsunuz.
Uzun süre gazetecilik yapanlar için kamu kurumlarında birçok müdür değişiyor, belediye başkanı değişiyor, vali değişiyor ancak siz aynı kalıyorsunuz. Gazeteci olarak memleketinize hizmet etmeye devam ediyorsunuz.
Özellikle siyasi haberler yada toplumu yakından ilgilendiren asayiş haberleri yaparken mutlaka sizi sevmeyen birileri çıkıyor karşınıza.
Toplumun bir kesimi var ki sizin suya sabuna dokunmanızı, yanlışları göz ardı etmenizi isterken, diğer bir kemside “yahu kardeşim şunu niye yazmıyorsunuz” deyip sizi suçlaya biliyor.
Sizin anlayacağınız gazeteci olarak kendinizi kimseye sevdiremiyorsunuz.
Üstelik çok iyi bir haber yapsanız dahi yaptığınız haber sadece ve sadece 24 saat gündemde kalabiliyor ve siz ertesi gün daha değişik şeyler, daha farklı haberlerle okuyucuların önüne çıkmak zorundasınız.
Gazetecilikten bahsediyoruz ya hani, gazeteci olmak yeri geldiğinde öyle aman aman sırların verileceği kişiler değil, her şey gazetecinin yanında konuşulmaz…
İşte böylede bir güvensizlik içeriyorsunuz gazeteci olunca…
Birde taşrada gazeteci oluyorsanız dışarıdan bakıldığında çok iyi para kazanıyorsunuz ancak işin iç yüzüne bakıldığında aslında evine ekmeğini zor götüren kişilersiniz.
Buna da şükür deyip ay sonunu zor getiren bir insan olarak çok şey beklenilen ancak beklentinin altında bir ücretle çalışan kişilersiniz…
Yinede topluma yön veren, topluma ışık tutan ve yeri geldiğinde halkın gören gözü, duyan kulağı olan kişiler olarak gazeteci olmak demokrasinin yapı taşı olmaktır aynı zamanda…
Gazeteci olmak Basın Bayramında yada Gazeteciler Gününde dahi yarınki gazeteye koyacağı haberlerle uğraşmaktan kendi gününü kutlamaya vakit bulamamaktır aynı zamanda.