Ülkemiz ekonomik yaptırımlarla yıpratılmaya çalışılıyor.
Daha 1 ay öncesine kadar domotesin kulosu Afyon gibi bir ilde 8-10 civarındayken bu gün 1 liraya alan satan yok.
Heleki soğanları depoda çürütenler bu ülkeyi kaosa sürüklemek isterken, bugün pazarlar soğan patates dolu.
Sürekli bir şeyleri deniyorlar, bu milletin sinir uçlarıyla oynamaya çalışıyorlar.
Yarın İstanbul seçimleri var eğer ki istedikleri gibi olmazsa birde bu seçim üzerinden oynamaya çalışacaklar.
Ülkemiz ekonomik ve siyasi anlamda zor günler geçiriyor…
Ancak böyle günlerde bir birimize kenetlenmemiz ve dik durmamız gerekiyor.
Dik durmaktan kasıt ise öyle laf ile söz ile de olmuyor maalesef.
Ülkemize yönelik ABD’nin uyguladığı döviz yaptırımı sonrası bir çok iş adamı ahkam kesiyordu.
Ancak fiiliyatta bu insanların pekte desteklerini göremedik.
Her zaman olduğu gibi yani 15 Temmuz’da olduğu gibi yükü yine normal gariban vatandaş yüklendi.
Marketlerde ve pazarlarda afaki fiyat artışına karşı vatandaş dimdik ayakta duruyor ve hükümetine güveniyor.
Ancak gel gelelim bizim godoman kesimi stokçulukla ve krizi nasıl fırsata çeviririmle meşgul.
Düşünsenize Müslüman bir ülkede yaşıyorsunuz, siz Namaz kılarken, ayetleri Arapça okuyorsunuz ancak sizi o Namaza çağıran ezan Türkçe okunuyor. Adnan Menderes’i de ipe götüren en önemli sebeplerden biri ezanın tekrar Arapça okunmasını sağlamasıydı.
Adnan Menderes aşağı yukarı AK Parti hükümeti kadar Genel Başkan olduğu Demokrat Parti ile iktidarda kaldı.
Adnan Menderes’in siyaseti aslında Atatürk’ünde tam olarak istediği ancak sağlığında bir türlü sağlayamadığı çok partili dönemin ilk adımıydı.
Zorbalıktan, dayatmadan ve askeri düzenle yönetilmekten bunalan halkın oylarıyla işbaşına gelen Adnan Menderes, askeri cunta ile devrildi ve bununla da kalmayıp idam edildi.
Daha sonra 80 darbesi yaşandı bu ülkede ki pek çok ocağın söndüğü, birçok ana kuzusunun darağacında asıldığı bir darbe idi.
İşte 15 Temmuz’da da hem 60 hem de 80 darbesinde olduğu gibi ülkemizi kan gölüne çevirip, dış güçlerin yönetimine vereceklerdi ve sonra ülkemiz yine Avrupa’nın, Amerika’nın kapısında kul köle olacaktı.
Tamda yapmak istedikleri bizleri dünyada söz sahibi değil, birilerinin kulu kölesi yapmaktı bunların amacı. Çok şükür ki başaramadılar. Peki soruyorum sizlere onlar bu ideallerinden vazgeçecekler mi? Asla… Dünya döndükçe bizi bitirme ideallerinden asla vazgeçmeyecekler.
Onun içindir ki bizler darbeye durdurabildik, bizim evlatlarımız ola ki dur diyemez diye böyle bir sisteme ihtiyaç var.