İmaret Cami tarihçesi
Daha çok Afyonlu vatandaşlar tarafından İmaret Cami olarak bilinen caminin asıl ismi, Gedik Ahmet Paşa Cami’dir. Cami, 1472 yılında günümüze kadar sağlam yapısını korumayı başarmıştır. Afyonkarahisar merkez Kurtuluş Caddesi üzerinde yer alan camiyi, Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden biri olan Gedik Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Bu eşsiz yapı Mimar Ayaz Ağa’nın eseridir. Tek bir minaresi bulunan ve tek şerefeli olan İmaret Cami Müftzede Ahmet tarafından 16. Yüzyılın sonlarına doğru restore ettirilmiştir.Gedik Ahmet Paşa Medresesi tarihçesi
Osmanlı döneminde 15.Yüzyıl’da Afyonkarahisar’da açılan medrese, Gedik Ahmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Ayaz Ağa’dır. Şehirde H.879/M.1475 yılından kısa bir süre önce cami, aşhane ve talimhane yapılmıştı, kısa bir süre sonra da bu medrese inşaa edilmiştir. Gedik Ahmet Paşa yaptırdığı külliyeyle ilgili Vakfiyesinde medresenin belirtilen tarihte yapıldığından söz etmemektedir. Bu hususla ilgili olarak vakfın geliri, külliyenin giderlerini karşıladıktan sonra artarsa, bununla bir medrese yapılması planlanmıştır. Ancak medresenin vakıf geliriyle değil Gedik Ahmet Paşa’nın ayrıca tahsis ettiği para ile yapıldığı düşünülmektedir.Aşık Paşaoğlu, Karahisar’da Gedik Ahmet Paşa’nın bir imaret ile bir medrese yaptığını tarif vermeden belirtmektedir. Aşık Paşa eserini 1476’da yazmaya başlamış, 1481 yılında da ölmüştür. Bu bilgiye göre medrese 1475 ile 1481 yılları arasında yapılmıştır.Medrese, cami ile hamamın arka bölümünde, Güney- Batı’da ve biraz daha yüksek teras üzerinde yer almaktadır. Duvarları kesme taştır. Her odasında iki dizi penceresi vardır. İki büyük, 24 küçük kubbeyle örtülüdür. Doğu ve Batı’da altışar oda ile güneyde iki oda daha vardır. Odalar kara planlı ve kubbelidir. 3. Eyvan ( yazlık dershane) yan odalardan biraz daha yüksekçe, güneyde çıkıntılı kare planlı, sekizgen kasnaklı ve kubbelidir. Eyvanın batısında yer alan büyük oda kare planlı, sekizgen kasnaklı ve kubbelidir. Güney ve kuzey duvarlarında altlı üstlü ikişer penceresi bulunmaktadır. Revak kısmı ise dört sütunlu ve beş bölümlüdür. Kasnaksız kubbeli olan bölümlerin büyüklükleri diğer odalarla eşit orandadır. Medresede yüzyıllar içinde değerli müderrislerin ders verdiği görülmektedir. Bilinen ilk müderrisi Abdurrahim Mısri’dirEğitim alanında uzun yıllar kullanılmış olan medrese binası, zamanla harap olmuş, içerisinde ders yapılmayacak bir hale gelmiştir. Özellikle 1600lü yıllarda Celali İsyanları’nda, bina önemli derecede hasara uğraşmıştır. 1080/1670 yılında yapılan keşifte medresenin “oturulacak halde olmadığı, kapıların mermer söveleri, pencerelerin söve demir parmaklıklarına kadar kaybolduğu, kubbelerinde hiç kurşun bulunmadığı, revak direklerinin demir bilezikleri ve kemer gergi hatıllarının demirlerinden ancak bir tane kaldığı” tespit edilmiştir. Belirtilen yerde binanın eğitim için elverişsiz olduğu, bu sebeple bir müddet ders yapılmadığı ve öğrencisinin de olmadığı anlaşılmaktadır. Medrese Birinci Dünya Savaşı’nda 1915-1918 arası çeşitli cephelerde Osmanlı ordusuna esir düşen tutsakların kaldığı kamp olarak kullanılmıştır. Cumhuriyet Döneminde 1931’de tamir edilmiş, 1933’ten itibaren uzun yıllar arkeoloji ve Türk-İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmıştır. Günümüzde Afyonkarahisar Belediyesi’ne bağlı olarak el sanatları atölyeleri ile halka hizmet vermektedir.